1793 ve 1802 Yıllarında İstanbul Kıyıları
Boğazici, tarih boyunca medeniyetin ve kültürün merkezi olmuş ve İstanbul’a bir kişilik kazandırmıştır. Fatih Sultan Mehmed Döneminde başlayan imar hareketleri kanuni Sultan Süleyman Dönemine kadar sürmüş, Lale devri ile başlayan köşk ve kasırların yapımı Bizans Döneminde pek kullanılmayan Boğaziçi’ni bir baştan bir başa süsleyen ve ona ayrıcalık katan duruma gelmiştir. 18. Asrın sonu 19. Asrın başına doğru Boğaziçi’nde yerleşim o kadar artmıştır ki o dönemde padişah olan Sultan 3. Selim ve Sultan 2. Mahmud’un dikkatini Boğaz’da gezintiye çıkmasında çekmiş ve Bostancıbaşı Ağa’ya “Şu kimin hanesidir?” sorusuna karşılık “Falan kullarının hanesi” diyerek padişahı bilgilendirmiş. İşte bu andan itibaren Bostancıbaşı Ağa, padişaha yanlış bilgi vermemek için Bostancıbaşı Defterlerini tanzim etmiş ve Tophane’den başlayan yolculuk Rumeli Kavak’ına kadar süren yalı, hane, cami, çeşme ve boş arsaların kayıtları tutulmaya başlanmıştır. Bizim araştırmamız işte bu defterlerin günümüz Türkçesine çevrilmesi ile birlikte Boğaziçi’nin her semtine dair kısa bir tarihsel anlatıdan sonra her semt için defterlere bakarak müslümanlara ve gayrımüslimlere ait yapıların sayısal karşılıkları ile aktarılmıştır. Mevcut harita ve göresel malzemeler ile Boğaziçi hikâyesini sizlere sunuyoruz.