2010’ların En Güzel 250 Albümü
Henüz birkaç yıl önce geride bıraktığımız ve dünyadaki ilk koronavirüs vakaları ile bizi uğurlayan 2010’lar, müzik ile olan ilişkisinde oldukça başarılı ama bir o kadar da şaşırtıcıydı. Bir yandan kimi türlerin şahlandığına tanık olurken diğer yandan kimilerinin ise eski günlerini arattığına şahit oldu: Birleşik Krallık’tan yenilikçi caz yükselirken, indie müzik aşama aşama bir düşüş yaşadı; hiphop otuz yıl önce altın çağındaki gibi parlarken, punk kendini unutanlara var olduğunu hatırlattı ve 2020’lerde çıkışının devam edeceğinin sinyallerini verdi; elektronik ve pop ivmesini kaybetmeden devam ederken, rock zar zor göründü; metal ise pastadan en küçük payı almaya mahkum oldu. Fakat en nihayetinde, tüm bu çıkıp inen türler içinde, her birinden sadece güzel olan albümler yüzeyde kalıp bu kitapta yerini aldı.
Bu kitap artık eskisi gibi müzikler yapılmıyor eleştirilerine cevap niteliğinde. Çünkü “iyi” müzik hala var sadece artık ulaşılması daha zor. Eskiden olduğu popülaritesinde değil ve dinleyicinin elde etmek için daha fazla çabalaması gerekiyor. Bunun için internet gibi bir nimet var ve internet hem bu çöpün yaratıcısı hem de bu çöpten kurtulmanın imkanlarına sahip. Bu yüzden, çöpün içindeki değerli taşları ayıklamaya üşenenler için bu kitap iyi müziği direkt önünüze servis ediyor.
Kitaptaki 250 albüm bizlere, geçmişteki müzik ile bugünkü arasında bağ kurup, gelecekte de karşımıza neler çıkabileceğini öngörebilme imkanını tanıyor. Dolayısıyla bu kitap yol gösterici bir nitelikte ama her şeyden öte, içindeki albümler aracılığıyla sizi yakın tarihli bir yolculuğa çıkararak anılarınızı tazelemeyi amaçlıyor. Ve biraz da beyninizin derinliklerinde toz tutmuş müzikleri yıllar sonra tekrardan keşfetmenizi