Anarşinin Kısa Yazı
Anarşistler İspanya İç Savaşı sırasında ütopyalarını gerçekleştirmeyi deneme fırsatı buldular. Otoritesiz, devletsiz, mülkiyetsiz komünler kurup parayı kaldırdılar, belediyelerin, mahkemelerin, tapu dairelerinin evrakını yaktılar… Ama gerek anarşist hareketin henüz yeterince olgunlaşmaması gerek uluslararası faşist ve reel-sosyalist hareketin iktidar kavramından bu denli uzak duran, özgürlükçü bir harekete tahammül edememesi yüzünden başarısız oldular… Yenildiler…
Enzensberger, Anarşinin Kısa Yazı’nda, anarşistlerin efsanevi önderi Durruti’nin hayatı dolayımında bu süreci anlatıyor. Üstelik bilfiil bu mücadele içinde olanların tanıklıklarına; onların acılarına,
sevinçlerine, özlemlerine başvurarak… Bu boyutuyla “belgesel romanın doruğu” diye nitelendirilen kitap, benzerine dünya tarihinde çok az rastlanan bir “karşı-tarih” çalışmasına dönüşüyor. Önsöz yazarı Ömer Laçiner, “Enzensberger’in kitabı ölüme adanmış bir ağıttır. Ancak son umudunu yitirmiş, bezgin bir ağıtçı değildir o. Tıpkı kitabın son bölümünde anlattığı İspanyol anarşizminin hayatta kalmış, şimdi artık hayli yaşlı mensupları gibi, yalın, soylu ve bilge bir üslupla konuşmaktadır” diyor.
“Bugün, toplumsal bir projenin gerektirdiği cevaplardan çok, soruların peşinde olan, verili olanı sorgulamaktan, yıkmaktan yana devrimciler açısından anarşist bir etik, hayatın anlamlı varoluş kanallarını açabilir. Durruti’nin hayatı, bir anarşist hafızanın oluşumu açısından, üstünde susulacak hayatlardandır.”
Işık Ergüden / Varlık
“İnsanlığın özgür bir dünya kurabileceği umudunu hâlâ taşıyan okurlar, Enzensberger’in kitabını bir dost selamı gibi algılayacaklardır.”
Ahmet Tulgar / Nokta
“Bu roman, bildiğimiz tanıdığımız, okuduğumuz romanların dışında bir roman;
bilimsel, tarihsel yanı ağır basan bir roman. Kurmaca yanından çok kolaj yanıyla önem kazanmış bir roman (…) Oldukça zor bir kitap olmasına karşın (çeviri açısından) Anarşinin Kısa Yazı, Mehmet Aşçı’nın başarılı çevirisiyle rahat
okumayı, keyifli okumayı sağlıyor.”