Arabesk Kültür Ve Sinema
1950 sonrasında daha önce açıklandığı gibi köyden kente göç başladı. Popüler kültürün yeni bir boyutu işte bu akın akın kente gelen insanlar tarafından oluşturuldu. Köydeki yaşantılarını kente taşımaları kuşkusuz olanaklı değildi. Ancak genel birikimlerini ve alışkanlıklarını bir anda bırakmaları da düşünülemezdi. Bu yeni sosyal tabaka, yeni bir yaşam biçimini ve kent soylu insana aykırı gelen yepyeni bir kültürü de beraberinde getirdi.
Uyumsuzluk, statü yoksunluğu ve umarsızlık içinde kıvranan insanlar, büyük kentlerde popüler kültürün özgün bir katmanını oluşturdular. Giderek bu insanları müzikleriyle, fotoğraflarıyla, sinemalarıyla ağırlıklarını iyice hissettirdiler. Çünkü sanat üreticileri ve simsarları için artık seslenilmesi gereken bir kitle olmuşlardı. Kent- soylu çevrelerden aldıklarıyla kendi köylerinden getirdikleri
arasında ilginç bir sentez yarattılar. Özellikle ikinci kuşağın gelişkin yaşlara ulaşması ile birlikte popüler kültürünün arabesk kanadı büyük bir etkinlik kazandı.
***
“Bir Teselli Ver” adlı filmi, Türk sinemasında arabesk şarkılı film türünü başlatan ve yaygınlaştıran ilk film (1971) olarak nitelendirilir. Filmin şarkıcı-oyuncusu Orhan Gencebay’dır. Yönetmeni ise Lütfü Ömer Akad’ tır. Bu film umulduğu gibi iş yapmaz. Bir yıl sonra yine Orhan Gencebay’ın çevirdiği “Sev Dedi Gözlerim” adlı film, hasılat rekorları kırmaz ama durumu biraz kurtarır, üçüncü filmi “Ben Doğarken Ölmüşüm” adını taşır.