Arog
“Eğlenceli bir anı; Arif büyük bir arı tarafından kovalandığı sahnede 3 farklı şehirde çekilmiş planlarla neredeyse 2000 km yapar. Sahne totalde 12 saniyedir ve aslında 20 metre bile koşmamıştır. Tuhaf doğrusu… Eh sinema işte.”
Cem Yılmaz
A.R.O.G: Bir Yontmataş Filmi
G.O.R.A.’da tanıyıp sevdiğimiz “cin fikirli” Arif’in ilkel çağlara yaptığı fantastik yolculuk, Cem Yılmaz’ın hikâye anlatımında kat ettiği yolu göstermesi açısından son derece önemli, hem sinemacının kariyeri hem de Türkiye sinemasının “kırılgan” dinamikleri düşünüldüğünde.
Senaryonun ayrıntıları öne çıkaran yapısı, karakter zenginliğini yıpratmayan görüntüsü, popüler kültür tarihimizin birçok unsurunu yamacımıza getiren “durumlar”a açtığı kapı ve belki de en önemlisi “ucuzluk”a prim vermeyen tavrı, A.R.O.G’u metinsel açıdan ayrı bir yere koymamızı sağlıyor. Cem Yılmaz, birçok kuşağı buluşturan “şaka” anlayışının en zengin uzantısını bu filmle dışavuruyor diyebiliriz rahatlıkla.
Fantastik komedi yapmanın, hem de bunu sinemanın pek de denemek istemediği ilkel çağ atmosferi içinde gerçekleştirmeye çalışmanın zorlukları altında ezilmiyor A.R.O.G’un yaratıcıları.
Aklın emrine amade bir komedi anlayışıyla yola çıkıldığında neler başarılabileceğini de net biçimde gösteriyorlar…
Murat Özer