Astaçev Paris’te (3-C-28)
‘Alyoşa’ Astaçev, çocuksu bir anne ile bir tür kibar yosma olan, babasının eski sevgilisi ikinci anne arasında bir saat sarkacı gibi savrularak bir ruhsal yeraltı dünyasında yaşar; sığınma ile kaçış arasında bir kedi yaşamıdır bu. Mutsuzluk, yoksuluk ve yoksunluğa karşı kendini koruyabileceği tek silahı vardır: korunan ve savunulan bir yalnzlık ve geleneksel Rus ruhunun kinizm ve nihilizmi. Belki de yalnızca bu iki özellik yüzünden Nina Berberova’nın öteki kahramanlarından ayrılır; böylece, geçmişin yıkık görkemine bir gelecek umudu ekleyebilir. Kendisi gibi göçmen olan Ruslara ölüm ve mahşer sigortası satarak ayakta durmaya çalışır. Dostoyevski’ye özgü ruhsal bir yeraltından çıkan, metafizik boyutları içinde yüce ve amansız yaşamı simgeleyen bu başyapıta, 1985 yılında Literary Review’in çeviri roman ödülü verilmişti.