Astrolojinin Gizemli Hazinesi
Sırlarla Dolu Bu Hazineyi Keşfetmeye Hazır mısınız?
Mezopotamya kültüründeki semboller Rönesans’ı nasıl etkiledi?
Babil ve Asur İmparatorlukları döneminde yıldızları okumak ne anlama geliyordu? Mezopotamya’daki mitolojik anlatılardan hermetik yorumlara uzanan sembollerin gizli mesajları arasında neler var?
Günümüzde astroloji, bireyin gelişimine ve yaşam yolculuğuna ayna tutmak için kullanılır. Aslında modern astrolojinin kökleri, bireylerle değil devletle ve krallarla ilgilenen Babil kehanet bilimine dayanır. Bu bilginin Mezopotamya’dan Mısır’a, oradan Floransa’ya ve hermetik geleneğe uzanan yüzyıllık yolculuğunun izini süren Michael Baigent, erken Babil döneminin kozmolojik yaklaşımlarının Cosimo de Medici, Marsilio Ficino ve Botticelli gibi öncü isimleri etkileyerek Rönesans’ta nasıl önemli bir rol oynadığını ortaya koyuyor.
Bu kitabı hazırlarken, Asur Devleti Hükümdarı Asurbanipal tarafından M.Ö. 625 yılında kurulan Ninova Kütüphanesi’nden günümüze ulaşan tabletlerden ve birçok eski kaynağın çevirilerinden yararlanan Michael Baigent, modern astrolojinin Babil’in kehanet bilimine dek uzanan gizli hazinelerini okurla paylaşıyor.
Sümerler için Nanna, Akadlar için Sin olan Ay Tanrısı, astral yüce varlıkların lideri olarak kalmaya devam etmiştir. Bu tanrı, Sümerlerin ilk zamanlarından beri son derece önemli görülmüştür ve tanrısal ikizler olan Güneş’in ve Venüs’ün babası olarak kabul edilmiştir. Göksel hiyerarşiyle ilgili bu görüş, günün geceden, Güneş’in Ay’dan ve ışığın karanlıktan türediğini öne süren antik yaklaşımlarla uyum içindedir.