Batı Biliminde Dönüm Noktaları
Ölümsüz öğelerin meydana getirdiği bir biçimler zinciri olarak evren anlayışı, 1840-1940 arasında, termodinamik, atomik yapı, madde ve enerjinin birbirine eşitliği gibi kuramlarla birlikte ortaya çıkmıştır.
Peter Whitfield’e göre bu, insan düşüncesinin belki de en büyük başarısıdır. Whitfield, bu geniş kapsamlı araştırma esnasında, sözkonusu başarının ardında yatan ve düşünce tarihinin en erken dönemlerinden XX. Yüzyılın ortalarına dek uzanan uzun soluklu ve karmaşık keşif süreçlerini inceliyor. İnsanların, araştıran bir zihin ve inançlar dizisi yardımıyla, doğayla sonsuzluk arasına köprüler kurmak için nasıl bir mücadele verdiğini gösteriyor ve bilim tarihinin de tıpkı sanat tarihi gibi- basitten karmaşığa doğru doğrusal bir ilerleme göstermediğini, evrene ilişkin tarihsel koşullarca belirlenen açıklamalardan oluştuğunu savunuyor.
Bildiğimiz anlamda bilimsel düşünce ilk ne zaman ortaya çıkmış, doğaya ve yaşama ilişkin diğer düşünce formlarına ne zaman üstünlük sağlamıştır? Bu güç soruya açık bir cevap bulma yolundaki gayret, “Batı Biliminde Dönüm Noktaları” isimli bu eserde büyüleyici bir seyahate dönüşüyor. Bu kitap, geniş kapsamlı ve önemli konulara değiniyor ama okurundan bilimin herhangi bir alanında özel bir uzmanlık da talep etmiyor. Her bir çağın büyük düşünürlerinin buluşları, spekülasyonları ve teorileri açık ve özlü bir dille sunuluyor ve çok sayıda resimle destekleniyor.