Dinler Tarihi
Yeryüzünde yedibuçuk milyar civarında insan yaşamaktadır. Bu insanların yaklaşık yedi milyarı şu veya bu dinin mensubudur. Herhangi bir dine mensup olmayanlar ile inancı bilinemeyenlerin oranı genel nüfus içinde oldukça düşüktür. Bu durum; insanoğlu için dinin vazgeçilmez olduğunu/dinsiz insanlar” olsa da “bir toplumun toptan dinsiz olmadığım” ortaya koymaktadır. Bu nedenle dünya nüfusunun büyük çoğunluğunun benimsediği dinleri ve bu dinlere dayalı kültürleri tanımak önem taşımaktadır.
Günümüz teknolojisinin gelişmesi ve internet ortamının/ağ erişimlerinin yaygınlaşması; dünyayı küçültmüş, insanların birbiri hakkında bilgi edinme yollarını ve imkânlarını artırmıştır. Bu gelişmeye paralel olarak tarihte oldu-ğu gibi günümüzde de vazgeçilmezliğini koruyan din/dinler hakkında bilgi sahibi olma arzusu; her aydın hatta her insan için vazgeçilmez bir gereklilik haline almıştır. Sözkonusu edilen gereklilik, günümüzde bir ilâhiyatçı, bir din görevlisi, bir “din bilgini” ve bir araştırıcı hatta bir diplomat için daha da önem kazanmıştır. Çünkü bir din hakkında konuşup yazmak,yorum ve karşılaştırma yapmak,muhatapla olumlu diyalog kurmak,dışişlerinde ve uluslararası ilişkilerde başarılı olmak; kişinin mensubu olduğu din başta olmak üzere diğer dinleri tanımakla/bilmekle yakından ilgilidir.
Dinleri tanımanın ve bunlara dayalı kültürleri bilmenin yolu da Dinler Tarihi’nden geçmektedir. Zaten Kanunî Sultan Süleyman’ın, Süleymaniye Camiî Vakfiyesi’nde, Süleymaniye Camii imamında aranacak vasıflar arasına, “İslâm’ın yüce gerçeğini ortaya koyabilmesi için Mukayeseli Dinler ve Dinler Tarihini bilecektir” şartını koyması Dinler Tarihinin / Dinler Tarihi kitabının önemi için dikkate değer bir örnek olmalıdır.