Dişilik mi, Kişilik mi?
“Bir kadın olarak önce dış görünüşümüzle masaya oturur, aklımızla kalkmaya çalışırız.
Bedenimiz ve ruhumuzun aynı fikirde olduğu nadirdir.
Bir adamla tanışırız, aklımız “kaç!” derken kalbimiz kilitlenir.
Aşkımızın peşinden koşsak adam kaçar, aklımızla hareket etsek “hesapçı” denilir.
Hep tasa ya da tasarı vardır kafamızda, doyasıya yaşamamızı engelleyen. Hep güçlü olman gerekir ama kırılgan gözükmen beklenir. Her zaman güzel, akıllı, bakımlı olman âdettendir. Devlet de idare etsen, podyumda da yürüsen asıl olan kişilikle dişiliği bir arada götürmek, beden ve ruhu ayırmadan yaşayabilmek ve birini ilk gördüğünde cinsiyetini değil insanlığını algılamaktır.
İşte bu düşüncelerimi ve gözlemlerimi hem eğlenmek hem de sizleri eğlendirmek için bu kitapta paylaştım. Bir Jane Austen klasiği beklemeyin benden ama kendinizden bir şeyler bulacağınızın arada kahkaha atacağınızın garantisini veririm. Kendinizi sevin gerisi gelir…
İyi eğlenceler…”