Doğu’nun Dasa Teknikleri
Semayı ne güzel yaratmış Mevlam! Yıldızlar kılavuzluk ederken bizlere, Ay ve Güneş sevdalı bir yansımanın tutkusunu, aşkını yazıyor destansı, ben de tercüman oluyorum bu muazzam görsele. En bilinmeyen konuları aydınlatır bu yüzden Ay’ın her hali öyle bir tualdir ki renklere bürür ruhlarımızı. Bir ekmek düşünün bir ucu acı, bir ucu tatlı, elbette ki açlığımız baki olacağı sürece her iki tada da ulaşacağız demektir. Hayata dair telaşlarımız, hiç bir zaman son bulmayacak. Üryan geldik, üryan gideceğiz, önemli olan gönüllerde yer edebilmek “Bir kadın tanıdım ya da bir adam tanıdım, bir dost tanıdım, seni tanımadan önce” diyebilmek. Hep içimizdekilerin tuhaf yansımalarıdır aslında AY evrelerinde açığa çıkanlar. Semadaki güzellikleri görmezden gelemeyiz. Hayat, gökyüzünün sesiyle biçimlenen umut tarlasıdır, bunun için hasat mevsimlerinde hüznü toplarız. Buyurun bakalım Ketu’nun ardından Doğu’nun Dasa Teknikleri… Şayet affetmezseniz toprakta kalan çürümüş tohumlar bir sonraki mahsulü bozacaktır bunu da unutmayın! İnsan düşünüyor bu dünya denilen gezegende yaptıklarını ve yapamadıklarını. Dönüp baktığınızda arkanıza kolaydır inanmak kadar inanmamakta… Herkes gördüğünü ve okuduğunu, açıksa gönül meşrebi, ona göre değerlendirmekte. Ay görebildiğimiz tek ışık, bize farkındalık kazandıran.