Duygular Ya Da Ruh Halleri
İlk defa Latinceden Türkçeye çevrilen Duygular ya da Ruh Halleri, Descartes’ın Utretch Üniversitesi’nden tıp profesörü Henricus Regius ve Prenses Elisabeth’le mektuplaşmaları sırasında şekillenmiş, Prenses Elisabeth’in meraklı soru ve sorgulamalarıyla gitgide genişleyerek kapsamlı bir çalışmaya dönüşmüş ve kaleme aldığı son eseri olarak düşünce tarihinde ayrıcalıklı bir yer edinmiştir.
İnsanın iç dünyasının mantık örgüsü içinde madde madde çözümlendiği, tecrübenin de işe katılarak tek tek tanımlandığı, deyim yerindeyse insanın duygu dünyasının bir haritasının çıkarıldığı bu eser, beden-ruh ikilemi ve insan psikolojisi konularında çağdaş felsefenin adeta başvuru kaynağı olmuş, başta Spinoza olmak üzere pek çok çağdaş filozofa yepyeni tartışmaların kapısını aralamıştır.