Faili Belli Meçhul Cinayetler ve Ergenekon
Başbağlar Katliamı başta olmak üzere, birçok ‘faili meçhul’ diye takdim edilen olaylara avukat olarak da katılan Tuna, 1960 sonrası yarım asırlık dönemi ve özellikle bu olayların artış gösterdiği 1980 sonrası dönemi yakından incelemiştir. Bunun sonucunda da aslında bu olayların ‘faili belli’ cinayetler olduğunu ortaya koymuştur. Kitabına, ironik bir şekilde ‘Faili Belli Meçhul Cinayetler ve Ergenekon’ ismini veren Tuna, okuyucunun gözünün önündeki perdeleri aralamakta ve bugüne kadar ‘faili meçhul cinayetler’ olarak bilinen olayların faillerini teker teker açıklığa kavuşturmaktadır.
Hüsnü Tuna, bu değerli eserinde, ‘Bürokratik Derin Devlet’ diye adlandırdığı gizli ve illegal yapının nasıl örgütlendiğini, siyasî gelişmelere yön verebilmek için nasıl etkili olduğunu ve her türlü sözde faili meçhul cinayeti nasıl düzenlediğini açıkça ortaya koymaktadır.
Kitapta, 1960 sonrasında PKK’nın kurdurulması ve bürokratik derin devletle işbirliği, JİTEM’in bir Ergenekon örgütü gibi teşkilâtlanması, darbe ortamı oluşturulması için cinayetlerin işlenmesi bütün açıklığıyla gözler önüne serilmektedir.
Tuna’nın anlattıklarında son derece ilgi çekici bir tespite yer verilmiştir: Bürokratik derin devlet ve Ergenekon tipi yapılanmalar hep sağ iktidarları hedef almaktadır. Bu yapılanmanın işlediği cinayetler, Türkiye’de irticaî hareketlerin olduğu ve bunların din uğruna cinayet işledikleri izlenimini uyandırmak için düzenlenmiştir. Çetin Emeç, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu cinayetlerinden tutunuz da son Danıştay Baskını’na kadar 15 yıllık dönemde işlenen cinayetler, özellikle ‘irticacıların’ fail olarak gösterilmeye çalışıldığı cinayetlerdir. Böylece, Türkiye’de irtica tehlikesi olduğu gösterilecek; bir taraftan dindar halk kitleleri ve muhafazakâr siyasî iktidarlar baskı altına alınırken, bir taraftan da darbeci güçlere gerekçe oluşturulacaktır.
Ayrıca, kitabı okuyunca, Sivas ve Başbağlar olaylarının içyüzünü ve Ergenekoncu odakların halk kitlelerini istismar ederek nasıl ‘alevi-sünni çatışması’ çıkarmak için uğraştıklarını açıkça görebiliyorsunuz.
Türkiye, artık yepyeni, şeffaf ve demokratik bir döneme giriyor. Artık halkımızı irtica öcüsüyle ve gizli Ergenekon tipi yapılanmaların işledikleri cinayetlerle aldatmak mümkün değildir. Değerli araştırmacı Hüsnü Tuna’nın bu eseriyle, gözlerdeki perdeler tamamen açılacak ve ‘faili meçhul’ diye yutturulmaya çalışılan siyasî cinayetler aydınlacaktır.
Okuyucumuza bu değerli araştırmayı kazandıran Hüsnü Tuna’yı gönülden tebrik ediyorum.
Hasan Celâl Güzel