Halkın Doktoru (Ahmet Ünek)
“İnsanın geride bırakacağı malı mülkü olacağına, hakkında yazılmış bir kitabı olması çok daha iyidir” diyerek yola çıktık. Sonra “Yazılan her sayfa ölümün elinden koparılan andır”dedik. İnsan en son tanıyan dostu ölünce unutulurmuş. Oysa yazının ya da kâğıdın ömrü, insandan çok daha uzun. Elbette bir hayat seksen sayfalı kitapla anlatılamaz, ama daha fazla ayrıntı da okuyucuyu yoracaktır.
Ahmet Ünek’i epeyce geç tanıdım, ama tanıdığım yaş, değerbilir yaştı, o yüzden zamanlama harikaydı diye düşünüyorum. Sohbetler, yaşananlar ve daha yaşanacaklar çok değerliydi. Çabuk geçti, tadı damağımızda kaldı. O nedenle, onun hakkında yazmak boynumun borcu oldu, kendimi sorumlu duyumsadım.
Ahmet Ünek ile olaylara farklı baktığımız halde, doyumsuz sohbet edebilmekti güzel olan. Biliyoruz ki, insanlar hep kendi gibi düşünenlerle daha çok görüşür. Oysa olması gereken diğer pencereden bakan dostlarla sohbet edebilmektir.
Bu kitabı okurken, elbette bilmediğiniz ya da çok şaşıracağınız olaylarla karşılaşmayacaksınız, ama onurlu bir yaşam, dürüstlüğünden asla ödün vermemiş, oldukça paylaşımcı bir adamın hayatına tanık olacaksınız. Çevremizde sıkça karşılaştığımız madde değerinden sıkıldığınız bir anda Ahmet Ünek sizi ferahlatacak. “Böyle de yaşamak mümkün” dedirtecek size. Her ne kadar başkasının yaşam öyküsü, bizi ilgilendirmese de, Ahmet Ünek ilgilendirecek. Bazı yaşamlar yazılmalıydı. Ahmet Ünek’de öyle.