Hayaller Kervanı & Wanda Rutkiewicz’in Yaşamı
Wanda Rutkiewich’in yaşamı salt bir kadın dağcının hayat hikâyesi değil. Aynı zamanda özgürlüğü ve hayalleri uğruna tüm güçlüklere direnmesini bilen bir kişilikte şekillenen azmin, tutkunun ve iradenin özgün bir duruşu, bir meydan okuyuşu.
Onu ilk kez Polonyalı efsane dağcı Jerzy Kukuczka’nın “Benim Dikey Dünyam” adlı kitabını çevirirken tanımıştım. “Hayaller Kervanı”nı okuduğumda yaşadığım heyecan ve duyduğum hayranlık, onu ülkemin insanlarıyla da tanıştırmaya zorladı beni. Bir kadın olarak, erkeklerin egemen olduğu bir alanda, yaşamını dağlara olan sevdası üzerinden kendi elleriyle kurgularken, acıyı ve mutluluğu dengeleyebilme adına verdiği ödünsüz uğraş, kimimize bir ışık olabilirdi. Wanda kendi iç dünyasındaki fırtınalara karşı, tırmandığı yüksek zirvelerin sert ve soğuk ikliminde sakin bir liman arıyordu bir bakıma. Yaşadığı çelişkilerin çözümü de, çözümsüzlüğün sarmalında yitip gitmekti belki. Her şeye karşın hayat çizgisini özgür iradesiyle ve kendi gücüyle çizmesi, saygıyı ve hatırlanmayı fazlasıyla hak ediyordu.
Wanda Rutkiewich’in hayatının dolambaçlı ve çetin rotasıyla, kadın ya da erkek olalım, her birimizin yaşam kervanının oluşturduğu farklı izler, zaman zaman kesişmekte ister istemez. Onun gibi hayallerinin peşinden özgürce gidebilme cesaretini gösterebilenlerse, menzili hepimiz için daha ötelere taşıyacaklar. Hayaller kervanı hep ilerleyecek. Wanda gibi yürekli insanların anıları, bu kervanın hep en önünde yürüyecekler.
Hayalleri dağların özgür doruklarından yolumuzu aydınlatarak…
Bu çeviri, ülkemin tüm kadınlarına armağan olsun.
Nedim Sipahi