Hollanda Resminde Grup Portreciliği
Sanat tarihinin akademik bir disiplin haline gelmesinde Erwin Panofsky ve Heinrich Wölfflin ile birlikte önemli rol üstlenen Alois Riegl’ın yapısalcı eleştiri yöntemine yaptığı katkılar, onu günümüzde de sık sık başvurulan değerli bir kaynak kılıyor. Yirminci yüzyılın başında yaptığı çalışmalarla geliştirdiği sanat terimleri ve yazdığı metinler, sanatta üslup araştırmalarından kavramsal sanatın yapısal çözümlemesine kadar pek çok konuda kilit taşı olmaya devam ediyor.
47 yaşında hayata veda eden Riegl’ın kült eserlerinden Hollanda Resminde Grup Portreciliği başlıklı kitabı, on yedinci yüzyıl Hollanda resminde önemli bir yeri olan grup portreciliğine odaklanıyor. Rembrandt, Frans Hals ve Bartholomeus van der Helst gibi sanatçıların yaptıkları grup portrelerinden yola çıkarak “izleyicinin sanat eserleriyle ilişkisine” dair yorum getiren, “izleyici özne”nin varlığından yola çıkarak “iç ve dış tutarlılık” kavramlarını temel alan Riegl sanat tarihine yepyeni bir bakış açısı kazandıran tespitleri, çoğunlukla izleyiciyi merkeze alan günümüz sanatının değerlendirilmesine de ışık tutan bilgiler veriyor. Hem portredeki figürlerin hem de resmin izleyicisinin kompozisyonun “tamamlanması” için birbirlerine ihtiyaç duyduklarını belirten Riegl, grup portreciliği geleneğini üç ana döneme ayırarak bu ayrımların nasıl oluştuğunu ve evrildiğini de ayrıntıyla açıklıyor.
Sanat tarihçisi Uşun Tükel’in “sunuş” yazısında belirttiği gibi “etkisi disiplinin sınırlarını aşan” yaklaşımıyla Riegl’ın Hollanda Resminde Grup Portreciliği metni, “portre betimi”, “açık yapıt” ve “alımlama estetiği” başta olmak üzere sanatın dilini anlamak isteyen her okura hitap ediyor.