Hüzünlü Dönenceler
Saussure’ün Genel Dilbilim Dersleri, Freud’un Düşlerin Yorumu, Wittgenstein’in Tractatus’u yüzyılın düşünce yaşamında ne oranda önem taşıyorsa, Claude Levi-Strauss’un Hüzünlü Dönenceler’i de o oranda önem taşır. Antropolojinin bu çağdaş klasiği ilk kez dilimize kazandırılıyor.
Levi-Strauss öncü bir bilim adamı olmasının ötesinde, dili kullanışındaki ustalığı, Avrupa-merkezliliği aşan bakışı ve lirik denilebilecek üslubuyla neredeyse Proust’la boy ölçüsen bir “yazar” kimliğiyle karşımıza çıkıyor.
Soru şu: İlk-el olan ile post-modern olan arası “biz” hangi dönencedeyiz?