İç Bahçe- Toptaşı’ndan Bakırköy’e Akıl Hastanesi
Türkiye’nin en eski akıl hastanesi ilk kez yazıldı.
İlk kez yayımlanan fotoğraflarla…
Aşkımın şiddetinden koptu gönlün freni
Doktor beni sanıyor hala şizofreni
Üsküdar taburculuk hasretiyle derinden
Kalbimi hoplatıyor hastanenin treni
…diye yazan şair Recep, vak’a takdimlerine çıka çıka hastalığını ezberlemiş olan Parkinson Salih, ölen hastaları iki atlı bir arabayla Silivrikapı’daki mezarlığa taşıyan Paranoid Mehmet Ali Sultan, doktorların geliş-gidiş saatlerini ve seminerleri kontrol eden Hüseyin, Neyzen Tevfik, Fikret Mualla…
Ve onlara yokmuş gibi davrananlara “biz de varız” diye bağıran daha binlerce akıl hastası…
İç Bahçe, yalnızca Bakırköy Akıl Hastanesi’nin değil, Osmanlı İmparatorluğu’ndan başlayarak Türkiye’de akıl hastalarının ve onlarla ilgilenen insanların öyküsü…
Gazetelerde 1. sayfadan yayınlanan “Dikkat! Tımarhaneden azılı ve tehlikeli bir deli kaçtı, aramızda dolaşıyor…” haberlerinden “İzinsiz ayrılan bir ruh hastası tekrar akıl hastanesine yatırıldı” haberlerine gelene dek, akıl hastalarının kaderini değiştiren bir avuç insanın ve yerleşik inanışlara karşı verdikleri savaşın; yaşadıkları yeri, kendi başlarına “yaşanacak” hale getiren akıl hastalarının ve hayatını onlara adayan insanların öyküsü…
…diye yazan şair Recep, vak’a takdimlerine çıka çıka hastalığını ezberlemiş olan Parkinson Salih, ölen hastaları iki atlı bir arabayla Silivrikapı’daki mezarlığa taşıyan Paranoid Mehmet Ali Sultan, asistan tezlerini daktilo eden ve ödül olarak kucakta maçlara götürülen kas hastası Miyopatili Çampur Mehmet, tezlerin resimlerini çini mürekkebi ile çizen Ressam Selahattin, hastane bahçesindeki Düşünen Adam ve Mazhar Osman heykellerini yapmış olan ressam ve heykeltıraş Kemal Künmat, doktorların geliş-gidiş saatlerini ve seminerleri kontrol eden Hüseyin, Neyzen Tevfik, Fikret Mualla ve onlara yokmuş gibi davrananlara “biz de varız” diye bağıran daha binlerce akıl hastası…