İnsan Haklarının Yükü
İnsan hakları, yeryüzündeki herhangi bir devleti, toplumu ve hatta toplumsal kuralı değerlendirirken kullanılacak evrensel ve tarafsız bir ölçüt olarak anlaşılmaya başlanmıştır. Bu haklar uluslararası meşruiyetin kaynağı, demokrasinin temel gereği ve tüm toplumsal ihtilafların nihai hakemi olarak algılanmaktadır. Kuşkusuz insan haklarının bu pozisyonu, en azından zımnen, bu hakların tüm dünyayı kapsayan, evrensel, tarafsız, ideolojiler ve kültürler üstü bir nitelik taşıdığı iddiasını içermektedir. Peki insan hakları gerçekten de zımnen iddia edildiği ve fiilen kabul edildiği gibi evrensel bir etik nitelik taşımakta mıdır? Yoksa kültürel ve ideolojik kabullerden oluşan bir bagajla yüklü müdür? Kanaatimizce insan hakları modern Batılı liberalizmle doğrudan bağlarla bağlıdır ve yayıldığı her yerde ciddi bir kültürel ve ideolojik yükün taşıyıcılığını yapmaktadır. Bu çalışma boyunca bu iddia insan haklarının tam olarak hangi açılardan ve ne gibi bir yüke sahip olduğunun tartışılmasıyla derinleştirilmeye çalışıldı.