İnsanlar ve Haller
Ülkesi SSCB’de yayımlatamadığı, bu nedenle 1957’de İtalya’da yayımlanan Doktor Jivago adlı romanıyla ünlenen ve 1958’de Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülen ancak Sovyet Rusya hükümetinin baskısıyla ödülü reddetmek zorunda kalan Boris Pasternak (1890-1960) İnsanlar ve Haller’de sıradışı bir özyaşamöyküsü denemesi sunuyor. Skriyabin’den esinlenerek Moskova Konservatuvarı’na başlayan, sonrasında müzisyen olma fikrinden vazgeçip edebiyata ve şiire yönelen Pasternak, Birinci Dünya Savaşı yıllarında özel öğretmenlik yapmış ve kimya fabrikasında çalışmış, bacağındaki rahatsızlık yüzünden askerlik yapmamıştı.
Her ne kadar Rus Devrimi’nden sonra kurulan hükümetin acımasız uygulamalarından korkuya kapılsa da devrimi destekleyen Pasternak’ın rejimle uyuşmazlığı siyasi değil fakat estetik bakışıyla ilintiliydi. Bulutlardaki İkiz (1914), Bariyerlerin Üstünde (1917), Kızkardeşim – Hayat (1922) adlı şiir kitaplarıyla önde gelen Rus şairler arasında yer aldı. Rilke’ye hayranlık duyar, Sartre’ın Bulantı’sını okunaksız diye nitelerken, vatandaşı Mayakovski’yi büyük bir şair olarak görmüyordu. Yazarlığının ve şairliğinin yanı sıra Shakespeare’in, Goethe’nin eserlerini de Rusçaya çeviren Boris Pasternak İnsanlar ve Haller’de özyaşamöyküsünü kaleme alırken dönemin Rusya’sında temas ettiği sayısız yazar, sanatçı ile yaşadığı deneyimleri de içtenlikle aktarıyor.
Ait olduğum toplumda bana verilmiş olan ödüle atfedilen değer nedeniyle, bu ödülü reddetmek zorundayım, bu gönüllü reddim nedeniyle bana gücenmeyin.”
(Boris Pasternak’ın Nobel komitesine yazdığı not)
“İvinskaya’ya işini geri verin, ödülden vazgeçtim.”
(Boris Pasternak’ın Komünist Parti Merkez Komitesi’ne yazdığı not)