İran Seyahatnamesi & Simurgun Kanatlarında
Kâinat, okunması mutlaka gerekli bir kitap… Gezme eylemi ise; bir yeni kitabı bir an önce okuma tutkusu gibi bir şey. Ve hiç kuşku yok ki seyahat, ruhu zenginleştiren, rahatlatan soylu bir eylem. İnandığım bir şey daha var, seyahatler en çok da önyargıları yıkıyor ve insanları birbiriyle kaynaştırıyor. Bir de; “Şehirler kültürü biriktirir” derler. Belki de o kültürü ve o bilgiyi ilk elden öğrenmek, ya da o kültüre
birinci elden sahip olmak, ona tanıklık etmek duygu ve heyecanı. Çünkü dünyanın çeşitli coğrafyalarında yasayan ve sizinle “birşey”lerini paylaşmayı bekleyen o kadar
çok insan var ki.
Sonra, yeryüzünde öyle şehirler var ki, bakıyorum da ömrümün önemli bir kısmı bir gün onları görebilme hayâliyle geçmiş̧ . Meselâ Bağdat, Şam, Halep, Kahire, Mekke, Medine, Kudüs, Taşkent, Semerkand, Buhara, Kaşgar, Tebriz, Isfahan, Şiraz, Belh, Nişabur, Herat, Merv, Saraybosna, Üsküp, Kazan, Bahçesaray’ı görme arzusu ve
isteği, geceler boyu uykularımı kaçırmış hep.
Ve seyahat etmeyenler, bu kâinat kitabının sadece bir sayfasını okumuş̧ olacaklardır. Sonuçta uzun veya kısa herkesin bir “yol hikâyesi” vardır. Siz de bu hikâyenin
kahramanı olmak istemez misiniz?