Kavaidu’t Tahavvülat fî Harekati’z-Zerrat (Parçacıkların Hareketlerindeki Dönüşümün İlkeleri) kitabını indir

Kavaidu’t Tahavvülat fî Harekati’z-Zerrat (Parçacıkların Hareketlerindeki Dönüşümün İlkeleri)
“Bu yolda [tabii ilimlerde] yapılmış olan keşifler henüz layıkıyla sistemleştirilememiş ise de mekanik ısı yöntemi, mekanik ısı teorisi ya da enerjinin korunumu adlarıyla Avrupa’nın her tarafında muhtelif tarzlarda büyük ve küçük birtakım kitaplar ile yayınlanmakta ve yayılmaktadır. Bunlarda ısı ve ışık gibi tabii hadiselerden biri değerlendirmeye alınarak diğerleri ile mukayese edilip hepsinin bir sebepten ve bir asıldan kaynaklandığı ve birinin diğerine dönüşümünün mümkün olduğu ispat olunarak varlıkların değişim ve dönüşümlerine yol açan sebeplerin hep bir kuvvetten ibaret bulunduğu meydana konulmuştur. İşbu kuvvetin esasen cisimleri teşkil eden moleküllerin arasında nüfuz icra eylediği ve bütün hadiselerin bahsi geçen şeylerin geneline ârız olan dönüşümlerden ibaret olduğu söz konusu ilkelere uygun düşmekle elbette atomizm denilen, şu yakınlarda Avrupa’nın her tarafından itibar bulan öğreti de bu konuda yeniden yeniye meydana çıkan bilimin esasına yardım eyler.
 
Hele kelâm ilminde şimdiye kadar bahis ve münazaradan kurtulamayan bir hayli hakikatleri hemen apaçıklık derecesinde izah eder. Mesela Mutezile ile Cebriye arasında kulların eylemleri hakkındaki mücadeleyi neredeyse bertaraf eder diyecek bir surette fiiller ve hareketler kulun icat ve yaratması olmadığı halde cüz’î iradenin payidar olduğunu ve İmam Eşʿarî Hazretleriyle beraber mütekellimlerin çoğunun arazların iki anda ve iki mekânda bâki olamayıp devamlı yenilenmeleri ve değişmeleri yolundaki fikirlerinin modern bilimler nazarında haiz olduğu sıhhat ve ehemmiyeti ve filozofların güçlü biçimde iddia ve itikatlarının hilafında olan âlemin sonluluğunu matematiksel bir netice suretinde denilebilecek derecede izah ve isbat etmek gibi mühim faydaları husûle getirir. Bunlardan başka daha nice temel meselelerden olan cüz’ün lâ-yetecezzâ [bölünemez parçacık] meselesini izâh eyler.”
Ali Sedâd, 1883.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir