Keşf-i İstanbul II
Gezi-mekân yazılarımızın dördüncü istasyonundayız. Yer Gök Medeniyet, Şehir ve Şuur ile Keşf-i İstanbul’un birinci bölümünde kadim medeniyetimizin inceliklerini, pek fazla bilinmeyen değerlerini incelemeye çalışmıştık. Kâşif keşfe doymaz imiş. Bu dördüncü istasyonumuzda da “İstanbul kazan biz kepçe” misali kültürel ve tarihi mirasımızı keşfetmeye devam ediyoruz.
Bu çalışmamızda Eyüp Sultan’dan sonra İstanbul’un en önemli ziyaretgâhları olarak kabul edilen Yahya Efendi, Sünbül Efendi ve Aziz Mahmûd Hüdâyî Efendi külliyelerini banileri ile birlikte inceledik. Bu önemli ziyaretgâhlar hakkındaki yazıların büyük bir kısmı hikâye/menkıbe ağırlıklıdır. Diğer kısmı ise akademik üslupla ele alınan makalelerden oluşmaktadır. Biz çok fazla detaya girmeden bu mekânlar ve burada
hizmet veren büyüklerimizi bütün yönleriyle ele almaya çalıştık. Eyüp Sultan’a defnedilen ve türbesi harabe halinde olan Osmanlı’nın 7. Şeyhülislamı Alâeddin Arabî Efendi, haziresinde beş şeyhülislam barındıran Saçlı Abdülkadir Efendi, Yahya Efendi’nin torunu Şaire Hubbî Hatun, 23 yıl bahriye nazırlığı yapan Hasan Hüsnü Paşa, Hafız-ı kütüb İsmail Saib Sencer Efendi ve İdris-i Bitlisi’nin evladı Defterdar Ebulfazl Mehmed Efendi üzerinde durduğumuz önemli simalardan bazılarıdır.
İstanbul halkının pek fazla bilgi sahibi olmadığı mekânlar da çalışmada yer almaktadır. İstanbul’un fethinden hemen sonra inşaa edilen Murat Paşa Camii ve Bayrampaşa sınırları içinde yer alan Maltepe Askeri Hastanesi bunlardan bir kısmıdır.