Kuklacı
Recai Bey:
– Bak oğlum, dedi. Ben el işlerine meraklı bir insanım. Çalışma hayatımda istediklerimi yapacak zaman bulamadım. Biliyorum hepinizin aklına bin türlü kötü şey gelir. Boşuna kuruntu etmeyiniz. Yıldız da biliyor. Ben bir dükkân tuttum. Öteden beri arzuladığım bir iki küçük makine aldım. Orada oturup kukla yapıyorum.
Recai Bey, kendisine ait Zümrüt Apartmanı’nda eşi Sahire, damadı Hayri Bey, kızı Calibe, çok sevdiği torunu Yıldız, avukat oğlu Bedri, gelini ve hizmetçisi ile birlikte yaşamaktadır. Tüm mal varlığı kendisine ait olmasına rağmen, evde bir sığıntı muamelesi görmektedir. Ancak bir gün, eşi Sahire Hanım’ın Recai Bey’in odasını misafirler için yatak odası yapması ve eşyalarını da bodrum katına yollaması bardağı taşıran son damla olur.
Bu olaydan sonra Recai Bey’in evdekilere karşı tavrı sertleşir. Kafasını dinlemek, oyalanmak için evdekilerden habersiz kendine bir kuklacı dükkânı açar…