Küreselleşme
Küreselleşme bir özgürlük ve zenginlik rüyası mıdır? Yoksa bir eşitsizlik ve yoksulluk kâbusu mu? ABD’nin icat edip insanlığın başına musallat ettiği bir belâ mıdır?Her ülkenin katkıda bulunduğu, çeşitli oranlarda riskleri ve fırsatlarına maruz kaldığı bir evrensel süreç mi? Tersine çevrilebilir bir süreç midir?Yoksa istemesek de boyun eğmek zorunda olduğumuz bir kozmik-aşkın kader mi? Küreselleşme çağında yerel kültürlerin akıbeti nedir? Dünyanın küresel bir köye dönüşmesini sağlayan başlıca faktörler, dünyayı düzleştiren gelişmeler nelerdir? Küreselleşmenin taraftarları kimler, karşı çıkanları kimlerdir?
İnternet, ulaşım ve iletişim teknolojilerindeki yeniliklerin hayatımıza girmesiyle yalnızca nicel anlamda mesafelerin kısaldığı değil, daha önemlisi zaman ve mekân kavrayışının da niteliksel bir dönüşüme uğradığı bir dünyada yaşıyoruz. Dünya elimizin altında; nerede ne olup bittiğinden haberdarız; dostlarımızla mesafe tanımaksızın görüşüp konuşabiliyor,farklı ülkelerden daha önce yüzünü hiç görmediğimiz dostlar edinebiliyoruz. Firmalar için pazar artık kendi ülkeleri değil, bütün dünya.Entellektüeller için fikirlerini paylaşabilecekleri kitle yalnızca yakın çevre değil, bütün bir dünya toplumu. Şairin yüz yıl önce “yeryüzü vatanım, insanlık milletim” dediği dünya bugün daha somut bir hal almış durumda.
Her konuda olduğu gibi küreselleşme konusunda da kategorik genellemelerin cazibesine kapılmak yanlış, “Şeytan ayrıntılarda gizli.”Küreselleşme bir dünya cenneti olmadığı gibi; hepten çöpe atılması gereken bir “günah keçisi” de değil. Elinizdeki eser küreselleşme ile ilgili tartışmalara mütevazı bir katkı niteliğindedir. Fırsatları ve tehditleriyle küreselleşmenin düzleştirici, eşitleştirici ve özgürleştirici bir süreç olduğunun vurgulandığı eser, günümüz dünyasını anlamak isteyen herkese hitap etmektedir.