Kurtuluş Günü
Dünya yeterince haşin bir yerse; kurtuluş günü yakın!
Time‘ın İngilizce yazan “en iyi öykücü” olarak nitelendirdiği, 2017 Man Booker sahibi George Saunders’ın kaleminden çıkan Kurtuluş Günü; güç, etik, adalet, birlikte yaşam ve özgürleşme kavramlarını insan doğasının yapı taşlarını yerinden oynatabilecek bir keskinlikle odağına alan, görkemli bir öykü seçkisi.
Yazarın edebî hünerlerini cesurca sergileme fırsatı bulduğu dokuz sarsıcı öyküsünün yer aldığı kitap; tekrarlar, iç monologlar ve yeni biçimsel denemeleriyle türün sınırlarını zorluyor.
Absürt olduğu kadar ürkütücü derecede gerçekçi sayılabilecek öykülerinde, kaotik dünya düzenine kafa tutmaya çalışan kırılgan bireylerin portresini çizen yazar; ekonomik, ruhsal ve fiziksel anlamda kendi ellerimizle yarattığımız hapishaneleri, kapitalizmin tuzaklarını, sıkışmışlık ve inkâr hâlini enfes bir ironiyle hicvediyor.
Ben olmak çok değerli, şimdiye dek hiç bu kadar hissetmemiştim.
Çok da uzakta görünmeyen distopik bir gelecekte, politik bir durumun göbeğinde, dededen toruna yazılmış “idealist” mesajlarla yüklü bir mektup; Colorado’da, yeraltında bulunan, cehennem temalı lunaparkta takılırken “kendi gerçekliğini” sorgulamaya başlayan yalnız bir karakter; aynı adama sevdalı iki kadının bir dolu fırtınasının orta yerinde giriştikleri varoluşsal hesaplaşma; ürkütücü bir plana kurban giderek gözü pek bir siyasi protestocuya dönüşecek 89 yaşında bir adam…
George Saunders, Amerikan rüyasının köklerini yerinden söküp attığı öykülerinde; koşullar her ne kadar tuhaf olursa olsun dünyayı alabildiğine cömert ve net bir algıyla görmemizi sağlıyor.
Okurlarda, devasa bir lunaparkta son sürat giden bir roller coasterla geziyormuş hissi yaratan Kurtuluş Günü; mutluluğu, acıyı, baskıyı, devrimi tuhaf fantezilere konu ederek incelikle işliyor.
Dünya haşin bir yerdi. Fazla haşin. Bir hata yapıyordunuz ve sonra hayatınız boyunca bedelini ödüyordunuz.