Manhattan
-Alo, Mr Allen.
-Efendim.
-Hil Yayın’dan arıyorum. Manhattan senaryonuzu da Türkçeleştirdik ve yayımlıyoruz. bununla kalmayacak, bundan sonra yazdığınız ve yazacağınız kitapları da yayımlayacağız. Avukatınızla, bağlı bulunduğunuz yayıneviyle ve sizinle ilişkili olan herkesle yaptığımız faks ve telefon görüşmeleri sonunda çok uygun bir fiyata bütün kitaplarınızı yayımlama hakkını elde ettik.
– …..
-Her telefon görüşmemizde noktalı diyaloglar basmak hoş olmuyor. Daha ‘edep’lice konuşmanız mümkün olmalı.
-Teşekkür ederim.
-Önceki görüşmelerde gelmek istediğinizi belirtmiştiniz. Kasım ayında yapılacak olan kitap fuarına sizi, Mia’yı ve çocukları Türkiye’ye davet etsek ve size Boğazın en güzel barında (Kedi Bar) klarnet çaldırsak. Kitap fuarında kitap imzalamasanız bile, her zaman olduğu gibi, fuarın davetlisi olan Sovyet yazarlarla Amerikan-Sovyet yakınlaşmasını konuşsanız. Ayrıca bunların dışında sizin de talep edeceğiniz bir programı uygulayabiliriz.
-Savaşın ortasında klarnet çalmak hiç de hoş değil.
-Savaşı nereden çıkarttınız. Sadece asker yollamak için toplumsal muhalefete rağmen meclis kararı var.
-Siz şimdilik kitabı yayımlayın, daveti düşüneceğim.
-Görüşmek üzere. Hoşça kalın.