Melekler Mahallesine Muhtar Aranıyor
“Gölün Dibindeki Balık Neden Nehirde Olmayı Diler? Beyin Gücü, kafesine kapatılmış bir aslan gibidir, kendine yani saf bilince ulaşmak ister. Beyin, tek başına, diğer her şeyden bağımsız bir birim gibidir ve sonradan kendine eklenen, kuşku, korku, endişe, çaresizlik gibi onu durduran, sınırlayan ve gerçek sınırlarına erişmesini engelleyen barikatlardan kurtulmak ister. Bundan dolayı sahibini zorlar, onun rüyalarına girer, hayallerini süsler ve kafesinden çıkartılmasını talep eder. Oysa insan korkaktır, doğduğu günden beri korkmayı öğrenmiştir ve kendi aslanından korkar. Kendi aslanının, kendini parçalamasından korkar. Balık sensin, balık hem gölü, hem nehri hem de denizi bilir kendiliğinden, genlerine, kodlarına yazılmıştır bu. Dar gelir sınırları olan göl. Onun istediği bir nehre karışmak ve nehrin sularından akarak denizine, sınırsız okyanusuna karışmaktır. Ama derinlerde, bir yerlerde ona bir tatlı su balığı olduğu ve tuzlu sularda öleceği, kaybolacağı ve yok olacağı söylenir, doğduğu andan itibaren. O sadece kendisine söylenenlere ve sınırlara inanır. Çünkü başka hiçbir göl balığı, ırmaklara karışmaz, deniz sularına ulaşmaz. Ama görmedikleri de vardır. Ağaca tırmanabilen balıkları görebilse, kendinde nehre girecek gücü bulacaktı. İnsan da karşılaşmalardan ibarettir. Bazen seçer, bazen seçilir, çoğu zaman ise rastgeledir her şey. Sana nehirlere ulaşma cesaretini verecek, ağaçlara tırmanan balıkları aramalısın her zaman. O zaman beynin korkuyu yok eder.