Mevlana Denizinden Damlalar
“Mutlak zikir kemaline masruftur.” der büyükler. Yani belirleyici ve tanımlayıcı unsurlar olmaksızın kullanılan bir sıfat, o vasfı en çok hak edene verilir. Mevlana efendimiz, büyüğümüz demek. Bunu cins isim olarak herhangi bir cümlenin içinde kullanabilirsiniz. Ancak Mevlana’yı özel isim veya bir kişiye sıfat olarak kullanacaksanız devamında “kastedilen efendinin” kim olduğu belirtilmemişse o kişi Mevlana Celaleddin Rumî’den başkası olamaz.
Mevlana’yı sadece İslam dünyasının değil, tüm dünyanın mevlanası haline getiren husus, hiç şüphesiz onun engin hoşgörüsüdür. Rumî künyesinden de anlaşılacağı üzere, onun yaşadığı topraklar Selçuklu Devleti’ne ait Türk yurdu olmasına rağmen halen Rum diyarı olarak biliniyordu. Muhataplarının pek çoğu Hristiyan olan Mevlana, din, mezhep, ırk ayrımı yapmaksızın herkese “Ne olursan ol yine gel, bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir.” diyerek bu hoşgörüyü tüm dünyaya ilan etmiştir.
Bu çalışmayla yaklaşık yetmiş bin beyitlik Mevlana okyanusundan ancak birkaç damlayı okuyucuya sunmaya çalıştık. Mevlana da öğretilerini zaten şu şekilde özetlemiyor mu?
Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.
Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.
Hoşgörülülükte deniz gibi ol.
Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol.