Miras Hukuku Davaları
Anayasanın, Mülkiyet hakkı başlıklı m. 35’de düzenlenmiştir. “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” Miras hakkı Anayasa ve yasalarla korunmuştur.
4721 sy. TMK. nın 495-682 maddeleri sıralı olarak yüksek yargı kararlarıyla araştırılmıştır.
TMK’nun 495 ve devamı maddelerinde, düzenlenen Miras Hukukundan (terekeden) doğan hak bir alacak hakkı olmayıp ayni nitelikte bir haktır. TMK’nun 641. maddesine göre, mirasçılar, tereke borçlarından müteselsilen sorumludur.
Kural olarak, muris, ölüme bağlı tasarruf ile mirasçı atayabilir veya muayyen mal vasiyetinde bulunabilir (TMK.md; 516-517-519) TMK’nun 599/3 maddesi uyarınca atanmış mirasçılar, mirası, miras bırakanın ölümü ile kazanırlar.
Bu kişiler Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından kendilerine mirasçılık belgesi verilmesi ile vasiyetname konusu hakkın kendi adlarına geçirilmesini sağlayabilirler (Tapu Tüzüğü m.21). Ancak, TMK’nun 517.maddesi uyarınca; muayyen mal vasiyetinde ise; lehine mal vasiyet edilen, miras bırakanın ölümü ile ayni bir hak kazanmış olmaz. Şahsi bir hak kazanır. Başka bir anlatımla, vasiyet edilen mal, lehine mal vasiyet edilene doğrudan intikal etmez. Bu durumda, lehine mal vasiyet edilen, şahsi hakka dayanarak, vasiyetnamede lehine vasiyet edilen malın adına tescili için vasiyetnamenin tenfizi davası açması gerekir.