Müslümanın İnanç Esasları (2 Cilt Takım)
Bireysel, sosyal ve siyasal hayattaki tüm problemlerin kaynağında cehâlet / câhiliyye vardır. Asrı saadeti yaşamanın, saadeti asra taşımanın yolu akidenin sağlamlığından geçer. Kuranın istediği gibi iman edilmedikçe, kişilerin ve toplumların düzelmesi mümkün olmayacak, ahlâki öğütler delik kaba su doldurma gayreti gibi sonuçsuz kalacaktır. Resulullah’ın Allah’a sığındığı faydasız bilgi için her zorluğa göğüs geren insan, âhirette kurtuluş ve dünyada huzur için gerekli İslâm’ı öğrenme ve yaşama çabası içinde değilse, büyük bir yanlışlık var demektir. İslâm’ı öğrenmeye çalıştığını sanan bazı kişilerin de abdesti bozan şeyler kadar imanı bozan şeyleri öğrenmeye önem vermediği de ayrı bir problem Dört değil, on dört taraftan cahiliyyenin kuşattığı insanın, her türlü beşeri dayatmalara karşı direnebilmesi. Allah’tan başkasına eğilmeyecek bir güce ulaşabilmesi için çok sağlam bir imana ihtiyacı olacaktır.
Tevhidi esaslar, Kur’an’ın en fazla önem verdiği hususlardır. Din, bu esasları bireylere ve topluma yerleştirmeyi esas almış; Mekki sûreler hemen tümüyle bu ilkeleri yerleştirirken, Medenî sûreler de sık sık buna vurgu yapmış, emir ve yasaklarla bunları pekiştirmiştir Hz. Peygamber, on üç sene Mekke döneminde bu imani esasları yerleştirmek için tebliğini sürdürmüş, sonra da imanları kemâle erdirme gayretine devam etmiştir. Kuran, insanın sadece Allah’a kulluk yapmak için yaratıldığını vurgular. Her türlü puta tapıcılığı, şirkin tüm çeşitlerini, tâğutun bütün görüntülerini, sahte ilâhların egemenliklerini reddetmeden yalnız Allah’a kulluk sergilenemeyecektir Kabul ve reddedilmesi gereken bu inanç esaslarını öğreten ilim dalıda İslâm Akaididir.
Tüm müslümanları bağlaması yönüyle İslâm Akaidi, beşeri görüşlere dayanmamalı, göreceli ve tartışmalı konulardan, mezhebi ictihad ve kelâmî değerlendirmelerden uzak olmalıdır. Vahye dayanan ve Kuran ilkelerinin temel alındığı İslâm Akaidini öğrenip inanmak ve hayata geçirmeye çalışmak tüm müslümanların hedefi olmalıdır.