Nar-ı Aşk
“Aşk ateşe, mesafe rüzgâra benzer. Eğer küçükse ateş; rüzgâr onu kolay söndürür. Şayet büyükse; büyütür de büyütür…” der Mevlana.
O ateş ki büyüdükçe sığmaz âşıkın cismani hüviyetine; damla damla birikir, taşkın sel olur, pervane gibi döndürür önce… Ne dağlar durur önünde ne aman dileyen taşlar; aktıkça çoğalır, yol aldıkça köpürür. Hangi bent şaşmış da çıkmış ki önüne? Katar onu da yönüne. Sonra âşık anlatmak ister birine, narı onu yok edip kül etmesin diye. Velhasıl yoksa bu narı üfleyecek birisi, tek çaresi kalmıştır âşıkın elinde. Ya tutuşturacaktır kâğıdı mürekkeple ya da yitirecektir aklını o ateşle…
İşte! Kâğıdı tutuşturanlar bir oldu, damla damla yüreklerinden süzülenleri size sundu Nar-ı Aşk’la. Bize düşense okuyarak yanmak, yandıkça pişmek, piştikçe sırra ermek…
Sır mı? Sır kitabın sayfalarında! Belki iki satır arasında, belki de tamamında!..
Katkıda Bulunanlar: Cemile Yılmaz, Emrah Yaman, Esra Köse, Furkan Çıkar, Gökhan Cavlak, Gökhan Elverdi, Hanife Nur Karakaş, Hasan Topbaş, Kurtuluş Yalçın, Mert Atal, Naciye Bağlan, Vedat Kanat, Zeynep Gülser