Ruhu’l Beyan 6
Rûhu’l-Beyân fî Tefsîri’l-Kurân; Yüce Kitabın özünü anlamak ve gereğini yaşamak için ilmek ilmek dokunmuş müstesnabir tefsir… Çünkü onu, İsmail Hakkı Bursevî Hazretleri Ulu Camii kürsüsünde verdiği vaazlarla oluşturdu. Onu, tefsirler içinde müstesna mevkie taşıyan husûsiyeti; satırlara yazılmadan evvel, kürsüden mü’min gönüllere arz edilmiş olmasındadır. Ki onda rivayet ve dirayet metodları; gönül sultanlarının ruhlara hayat bahşeden işari/tasavvufî yorumlarıyla zenginleştirildi. Ve Rûhu’l-Beyân bu özelliğiyle sahasında temayüz etti. Tefsirler içinde her zaman hususi bir mevkii oldu. Aksiyonerliği ve riyazata önem veren kişiliğiyle gönülller mimarı nitelemesini hak eden İsmail Hakkı Bursevî’nin bu kıymetli eseri; 23 yıl gibi bir zamanda vucûda getirdi. Âyet-i kerimeleri ayetlerle ve hadîs-i şeriflerle açıkladı. Allah dostlarının ibretli menâkıbıyla ve şiirlerle süsledi. Okuyup tetkik ettiği rivayet tefsirlerinden bir kuyumcu titizliğiyle tercihlerde bulundu. O suryei, o ayeti Muhammed Ümmeti layıkınca anlasın, gereğince amel etmenin sevdası içine doğsun diye gayret etti. Kur’ân-ı Kerim’e severek sahiplenmenin yolunu adım adım işledi. Eserleri asırlarca okunan söz ustalarının dirayet metodunda ortaya koyduklarını inceledi. Bütün bunları Mü’min gönülleri ihya edecek evliya menakıbıyla besledi. Şiirin doyumsuz akışında gizli özün özü kelimelerle tezyin etti. Ve böylece sahasında yektâ olan Rûhu’l-Beyân’ı inşa etti. . Hazretin Arapça olarak kaleme aldığı bu nadide eseri bu güne kadar ancak alimlerimiz okuyup anlayabiliyordu. Onu okuyup gönlünü manevi dirilişlere açmak isteyen gönül erbabı, Rûhu’l-Beyân’ın diriltici soluğu ile buluşmaktan mahrumdu. Her seviyeden, her meslekten insanımız onu okumalı, açıp evinde bir bölümünü okutmalıydı oysa. Maddî olanın etrafımızı çepeçevre kuşattığı bu günde en çok da buna ihtiyacı vardı. Erkam Yayınları bu inançla bir ekip çalışması başlattı. En başta Yüce Kitabımız’a sonra Hazret’in 23 yılda ikmal ettiği emeğine layık bir metin ortaya koymaya azami gayret etti. Bunun için maddî-manevî hiç bir fedakarlıktan kaçınmadı. İnsanımız, Yüce Kitabın ayetlerini kolayca anlayabilsin istedik çünkü. Ruhlara gıda, gönüllere şifa olacak bu kıymetli tefsiri eksiksiz olarak dilimize aktardık. Çalışmamız esnasında genel okurun ilgisini çekmeyecek (harekelem ve ibareye dair) teknik ayrıntıları ana metinde verilmedi. Hadis-i şeriflerin tahriçleri yapıldı. Farsça şiirler tercüme edildi. Okuyucuya kolaylık olsun diye konu birliği olan ayetlere başlıklar verildi. Üslûpta sade ve fakat Rûhu’l-Beyân’ın heybetini yansıtan sade bir anlatım tercih edildi. Bütün bunların sonunda mizampajınının rahatlığı da eklenince severek okuyacağınız ve herkesin kolayca anlayıp istifade edebileceği bir kitap meydana geldi. Bu kitabın adı; Rûhu’l-Beyân fî Tefsîri’l-Kur’ân. Muhterem müellifi, İsmail Hakkı Bursevî Hazretleri gibi bir gönül mimarı.