Savaşçı Yeşil
Mahmut Yıldırım…
1974 yılında katıldığı Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra MİT’ten gelen davet mektubuyla istihbarat dünyasına adım atar. Yıllarca Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde terör örgütleriyle yapılan mücadelede ismini duyurur. 1996 yılında, MİT tarafından Abdullah Öcalan’a suikast düzenlemek üzere Suriye’ye gönderilir. Yurt içinde ve yurt dışında yüzlerce gizli operasyona katılır. Kasım 1996’da ortadan kaybolur. O günden sonra kendisinden haber alınamaz.
Yeşil…
1996 yılında öldüğü iddia edilir ve derin devlet tartışmalarının başladığı günlerde kanun dışı birçok olayın faili olarak gösterilir. Binbaşı Ahmet Cem Erveser’in öldürülmesi, Ömer Lütfi Topal’ın kaçırılması, Kürt Yazar Musa Anter’in infazı, haraç çeteleriyle bağlantıları, Gazi Mahallesindeki saldırılar…
Murat Yıldırım…
Mahmut Yıldırım’ın oğlu. Yeşil’in bugüne kadar anlatmadığı olayların perde arkasını, babasına iftira atıldığını ispatlamak için yazmaya başladı. Yıldırım’ın kaleminden çıkan satırlar; Ahmet Cem Ersever’den Mehmet Ağar’a, Korkut Eken’den Abdullah Çatlı’ya, derin devlet hakkında bilinenleri farklı bir bakış açısıyla gözler önüne seriyor.
“Devletin iki kanunu vardır: Bir: Devlet her zaman haklıdır. İki: Birinci kural her şartta geçerlidir.”
Türkiye’nin son otuz yılına damgasını vurmuş bir isim: Mahmut Yıldırım
Ve Türkiye’nin bu dönemini bambaşka kılan bir kod ad: Yeşil.
Devletin Savaşçısında, Mahmut Yıldırım’ın oğlu Murat Yıldırım, ilk kez sorulmaya cesaret edilen sorulara, ilk kez ve okuması cesaret isteyen cevaplar veriyor:
• Mahmut Yıldırım nasıl bir süreçten geçerek Yeşil’e dönüştü?
• Ahmet Cem Ersever kimdir?
• Susurluk kazası gerçekte neyin sonucuydu?
• Suriye’de Abdullah Öcalan’a düzenlenen suikastlerin en gizli detaylarını kimler biliyordu?
• Kürt işadamları nasıl infaz edildi?
• İtirafçılar nasıl devşirilirdi?
• Hizbullah – PKK ve Devletin ilişkisi ne kadar derinlere iniyor?
• Yeşil hayatta mı?