Seküler Otorite Sivil Yönetim
16. yüzyılda sekülerlik ile ruhanilik öylesine iç içe geçmişti ki, Hıristiyan Avrupa’nın kamu düzeni dönüşmeden hiçbir dini reformasyonun meydana gelmesi ya da böyle bir dönüşümün seküler hükümdarların desteği olmadan kurumsallaşması mümkün değildi.
Sözün özü, Hıristiyanların karşı karşıya bulunduğu şey Roma Kilisesi’nin “tiranlığı” idi. Bu tiranlığı alaşağı etmek için her Hıristiyan elinden geleni yapmalıydı; ancak seküler hükümdarlar bu anlamda ötekilerden daha avantajlı konumdaydı.
16. yüzyılda Batı Avrupa’nın kültürel ve siyasal anlamda kökten dönüşümüne neden olan Reformasyonun iki öncü ismi Martin Luther ve Jean Calvin’in Seküler Otorite ve Sivil Hükümet üzerine devrimci düşüncelerinin eksiksiz çevirilerini içeren bu eser, düşünürlerin bir yandan Kilise düzenine bir diğer yandan devlete olan bağlılıkları ile her şeyin üstündeki Tanrı Sözü arasında denge kurma denemelerinin bir temsili olarak karşımıza çıkıyor. Herkes tarafından kolaylıkla anlaşılabilmesi için özenli ve yalın bir dil ile kaleme alınmış olan bu kitap, Luther ve Calvin’in çalışmaları, düşünceleri ve eylemlerinin kapsamlı bir sunumunun yanı sıra metnin ve dönemin düşünce anlayışının kavranmasında okuyucuya yardımcı olacak, hem Luther hem de Calvin için özel olarak hazırlanmış iki ayrı sözlük içeriyor.