Siddhartha’nın Beyni
M.Ö. beşinci yüzyılda kuzey Hindistan’da yaşamış ve daha sonra Buddha olmuş gezgin bilge, zihni denetim altına almak, kalıcı bir huzur ve refah elde etmek için, kökenini meditasyon ve farkındalıktan alan bir program geliştirdi. Yirmi beş asır sonra insanlar, atalarımızın sahip olduğu aynı güçlü fakat kusurlu enstrüman olan beyinlerimiz haricinde, dünya üzerindeki her şeyi dönüştürdüler. Ya dijital çağda çözümünü aradığımız, hayattaki psikolojik problemler – dikkat dağınıklığı, kaygı, alışkanlıklar, hakiki mananın yitirilmesi – kadim Hindistan’da Buddha tarafından çözümlenmişse? Doğu felsefesi ve Jon Kabat-Zinn okurlarının ve Oliver Sacks ve Malcolm Gladwell gibi yazarların çoksatan kitaplarını sevenlerin ilgisini çekecek bu eserde, ünlü bilim yazarı ve Budist James Kingsland, günümüzde bilim insanlarının, Siddhartha’nın beyninin dikkate değer sırlarını nasıl ortaya çıkardıklarını gözler önüne seriyor.
Bilim ve kutsal yazıtlar arasında gidip gelen Kingsland, Siddhartha’nın spiritüel yolculuğunun taslağını çıkarıyor ve – elinizdeki kitabın sayfalarında görüşleriyle karşılaşacağınız – önde gelen nörolog ve klinik psikologların yeni araştırmalarının, farkındalık pratiklerinin beyinlerimizi, bizi daha gözü açık, zeki, sağlıklı, mutlu kılabilecek ve stresi, kaygıyı, depresyonu, kronik ağrıları, hipertansiyonu ve madde kullanımını tedavi edebilecek şekilde yeniden şekillendireceğini ortaya koyuyor. Eserde, meditasyonun bağışıklık fonksiyonlarını geliştirebileceğine, hücresel yaşlanmayı yavaşlatabileceğine ve bunama tehlikesini bizlerden uzak tutabileceğine ilişkin birtakım ipuçları bile yer alıyor. İçinde altı adet yönlendirilmiş meditasyon örneği de bulunan Siddhartha’nın Beyni, zihin ve ruha ilişkin pratik ve ilham veren bir spiritüel yolculuk niteliğinde.
“Hayatımız zihnimizle şekillenir; ne düşünürsek o oluruz.” – Siddhartha