Taahhütsüzinak
Sana bugüne kadar yazdıklarım oğlum ve bugünden sonra yazacaklarımın hiçbiri kesinlikle, yüzde yüz doğru şeyler değildir, unutma. Onlar sadece benim inandığım şeyler, doğru olduklarına inandığım şeyler, anlıyor musun? Sana yol göstereceğini düşündüğüm için yazıyorum onları sana ama yine de sen her zaman kendi yolunu aramalısın oğlum. Ben bugünün dünyasının en şair, en yürekli, en yalnız adamı bile olsam… Senin baban, abin, gözünün ışığı bile olsam yine de sen kendi inandıklarının peşinden gitmelisin, anlıyor musun? Hiçbir şeyin varlığından tam olarak emin değiliz hiçbirimiz, yaşadığımızın dışında. Her şey bir muamma, keşfedilmeyi bekleyen büyük bir sır yahut kocaman bir hiçlik… Kim bilebilir ki? Tabii ki sana yazdıklarımın hiçbiri yalan değil ama yüzde yüz doğru da değil. Çoğu hâlâ bir hipotez belki, yeterince sınanmamış fikirler diyelim. Ben sadece yürüyeceğin hayat yolunda sana -arada bir- arkadaş olmak için yazıyorum bunları, olur ya belki aşamayacağın bir engel olur diye yol üstünde, aşmana yardım etmek için yazıyorum.