Taif’e Giden Taşlanır
İslam’ın tanzim etmediği bir toplumsal ortamda, Müslümanın, tüm sosyal, ekonomik ve siyasal ilişkilerini İslam’a göre düzenleme talep ve arzusunun çok kolay gerçekleşmediği ve gerçekleşemeyeceği de bir gerçektir. Belki de Rasûlullah’ın; “Öyle günler gelecek ki, Müslüman kalmak, elde kor tutmak gibi olacaktır. Bıraksa imansız kalacak, eline alsa, avucu yanacak,” diye haber verdiği günlerde yaşamaktayız. Öyle ki, Müslüman önce bir inanç savaşı, ondan sonra da hayat savaşı verme güçlüğü ile karşı karşıyadır.
İşte bu kitap, böyle bir ortamda, metodumuzun, siyasetimizin ve davetimizin nasıl olması gerektiğine, yemekteki tuz oranında bir katkıda bulunmak için kaleme alınmıştır.
Bütün cahili değerlerden sıyrılarak referans kaynağımız olan Kur’an ve Sünnet direktifleri doğrultusunda bir hayat sergilemenin, beraberinde küfür ve nifak odaklarınca hedef gösterileceği, izahtan varestedir. Dışlanma, horlanma, alaya alınma, hapse atılma, izolasyona tâbi tutulma, laikçi dayatma ve irtica oklarının hedefi hâline gelme gibi “çağdaş taşlama” şekillerine maruz kalmamız, bir vakıadır. İşte günümüzde Müslümanca yaşamayı hedefleyenler, Tâif’e gitmeye karar verenlerdir. Taif’e gitmeyi göze alanlar da aynı zamanda taşlanmayı da göze almışlardır. Çünkü Tâif’e giden taşlanır.