Tarihten Güncele Laik Eğitim & Kavramlar, Deneyimler, Sorunlar
Hepimiz yaşıyor ve görüyoruz ki başta laiklik olmak üzere, Cumhuriyet modernleşmesinin kazanımlarına yönelik yoğun ve şiddetli bir saldırı söz konusu. Ancak bu kitap durumun vahametini ortaya koyarken, pes etmeyi ve vazgeçmeyi değil; umudun teorisini ve söylemini inşa etmeyi amaçlıyor. Bu inşa, akademiden öğretmenlere, velilerden öğrencilere, demokratik kitle örgütlerinden sivil toplum kuruluşlarına, hepimizin umudu örgütlemesiyle mümkün olacak. Laikliği ve laik eğitimi esas alan politik, pratik ve düşünsel bir hattın kurulması, bugün demokratik eğitim mücadelesinin en önemli başlığıdır ve bu topraklarda birlikte yaşamak, eşit, adil ve barışçıl bir toplum inşa etmek için varoluşsal bir konudur.
Eğitim; daha da önemlisi çocuklarımız böylesi bir saldırı/kuşatma altındayken, ne yazık ki bu süreci besleyen kendi saflarımızdan (akademik, politik, sendikal sol çevreler) kaynaklı hatalar da oldu, olmaya devam ediyor. Özellikle postmodern ve kimlik temelli politik eğilimlerin laikliği ve laik eğitimi bir baskı aracı olarak tanımlaması; bunun karşısına çeşitli sıfatlar ekleyerek yeni laiklik tanımları önermesi, “bu topraklarda laiklik hiç olmadı ki?” söylemiyle var olan kazanımları değersizleştirmesi, siyasal İslam’ın eğitim alanına müdahalelerinin yolunu açtı, ona bir meşruiyet sağladı. Bugün geldiğimiz nokta; hemen her gün gazete haberlerine yansıyan okullardaki yeni bir gericiliğin, yeni bir tahribatın gerçekliğiyle yüz yüze kalmak, diğer yandan bu tahribata karşı hızla yükselen bir hoşnutsuzluğa, bir karşı arayışa tanıklık etmek.
Bu kitabın hazırlanması fikri de bu tanıklığa tarihten güncele tüm boyutlarıyla bir çerçeve çizmek; geçmiş-şimdi-gelecek bağlamında laik eğitim sorunsalına bir projeksiyon tutmak arayışından çıktı. Son yıllarda ülke gündeminde olduğu gibi, bizler için de en önemli gündem konularından birisi, laik eğitime yönelik saldırılar, bunun çocuklarımız ve aileler üzerinde yarattığı tahribat ve bu konudaki hatalı eğilimlerdi. Kendi aramızdaki tartışmalar, zaman zaman öfkelenerek okuduğumuz ve birbirimizle paylaştığımız haber metinleri, zaman zaman da “ne güzel yazılmış” dediğimiz ve birbirimize önerdiğimiz yazılar, önce bu kitap fikrinin ortaya çıkmasını sonra da yazarlarla buluşmamızı sağladı.