Türk Kültüründe Ad Verme
Mutlak güzel ve en güzel adların sahibi olan Allah (c.c.), biz kullarının da güzel adlarla adlanmasını ister. Çocukların ana baba üzerindeki haklarından birisi de kendilerine güzel bir ad koymalarıdır. İnsanların en üstünü ve alemlere rahmet olarak gönderilmiş olan Allah rasulünün İslama giren, fakat adı İslamla bağdaşmayan sahabelerin adlarını değiştirdiğini biliyoruz. Yine o, çocuklara çirkinlik, kötülük bildiren, alaysı yönü olan ve kafirlik çağrıştıran adlar verilmesini yasaklamıştır.
Allah rasulünün torunlarının doğumunda Cebrail (a.s.) gelerek, hangi adları koyması gerektiğini bildirmiştir. İbrani kökenli bu adlara karşılık o, dilinin Arapça olduğunu belirtmiştir. Allah rasulü, bununla ilgili olarak ‘ben sonradan, torunlarıma Harun’un oğullarının adı olan Şebber, Şebir ve Müşebbir karşılığı Hasan, Hüseyin ve Muhsin adlarını koydum’ buyurmuştur. Bu hadis, kişi adı gerçeğiyle ilgili açıklayıcı ve önemli bir bilgidir. Ayrıca, İslam topluluklarının kendi dillerinde uygun, güzel adlar koymalarında bir sakınca bulunmadığını da gösterdiği söylenebilir.
Türk Kültüründe Ad Verme adlı bu kitap Giriş, İnceleme ve Sözlük bölümlerinden oluşmaktadır. Bu alanda çalışma yapacaklara fikir vermek üzere, İnceleme bölümünde Ses ve Şekil Bilgisi ile ilgili çok kısa bir değerlendirme de yapılmıştır.