Türkülerin İsyanı
Türkülerin İsyanı: Türkülerimiz su gibidir. Deniz olur dalgalanır, nehir olur şahlanır. Bazen karlı dağ olur geçit vermez. Solmayan kır çiçekleri, yaban gülü gibi arı, duru ve yalınkattır. Zalim felek, furbet, ayrılık, gönül onunla bütünleşir. “Kadrin bilmeyenler alır eline / Onun için eğri biter menekşe” dizeleriyle değe vermeyi, “Canım esirgemem billahi senden / Götür sat pazara kölem var deyi” söyleyişle de sevgiye olan sadakatı dile getirir. Düşündürür, güldürür, ağlatır, sevindirir. O, gönülün aziz dostu, duygu ve düşüncenin aynasıdır.
Biz de onun için düştük türkülerin ardına. Az gittik uz gittik, günler ayları, aylar yılları kovaladı. Sevdamız her gün biraz daha arttı. Ekmeğimiz, ekmek kapımız oldu türküler, gönlümüz türküyle doldu. Çaldık söyledik. Güzellikleri onlarla yaşadık. Elbette onlara olan borumuzun bedelini ödemek gerekirdi. Türkülerin İsyanı onlara olan minnet borcumun bedeli olarak kaleme alındı.