Umutsuzluk Bir Yöntem Değildir
Türkiye’de, kendisini solda, ilerici, aydın, yurtsever, ulusal bağımsızlıktan yana bir konumda gören insanlar arasında; Türkiye
toplumunun 1977’de Bülent Ecevit CHP’sine %42 oy vermiş olması bir tarafa bırakılırsa, daima sağ partileri iktidara getirmiş
olmasından dolayı yaygın bir hayal kırıklığının var olduğu kesindir.
Bu “İnkisar-ı Hayal Partisi”nin, benim de üyesi olduğum Cumhuriyet Halk Partisi üye ve seçmenleriyle büyük ölçüde
örtüştüğünü söyleyebilirim.
“CHP olarak, Devleti kurduk. Tek Parti rejiminden çok partili düzene geçişe öncülük ettik. Halkçıyız. Halkımızı çok sevdik ve
O’nun için hep en iyi olanı istedik. Fakat halkın çoğunluğu gidip sağa oy vermekle kalmadı. Son 12 yıldır AKP’yi tekrar tekrar
iktidara getirdi. Burada bir tuhaflık yok mu?”
Bu muhakemeyi yapanlarla sadece “burada bir tuhaflık olduğu” konusunda aynı düşüncedeyim.
“Biz daima doğru ve haklı olduğumuz ve O’nu çok sevdiğimiz halde, halkımız bizi anlamıyor, sevmiyor…” Bu “ İyi adamın
karşılık görmeyen aşkı” temasıyla Arabesk filmlerde kaç defa karşılaştığımı hatırlamıyorum.