Yolu Konya’dan Geçen Ulu Hatunlar
En az beş bin yıllık Türk tarihi incelendiğinde, Türk kadınının devamlı olarak yönetime ortak olduğunu ve kocasının yanında yerini aldığını görürüz. İslami dönemde bilhassa Selçuklu, Karamanoğlu ve Osmanlı devirlerinde kadının rolü hiç eksilmemiş, toplum hayatının her alanında etkinliğini sürdürmüştür. Öyle zamanlar olmuştur ki, dünyaya hükmeden sultanlar, sadece eşlerine ram olmus, en içli ve güzel aşk şiirlerini onlara yazmışlardır.
Araştırıldığında Selçuklu’dan Osmanlı’ya en büyük vakıflar, hayır müesseseleri, hanlar, hamamlar, darü’l-huffazlar, zaviyeler kurarken bilhassa manevi sahada mesafe kat ederken hanımlar, erkeklerden hiç de geri kalmamış, adeta onlarla yans içinde olmuşlardır. Konya’da bir mahallenin adını taşıdığı ve zamanın Rabia’sı olarak nitelendirilen Fahrü’n-nisa Hatunların, bir ilçeye ad olan Devlet Hatunlann (Kadınhanı), büyük hayır sahibi Hant Fatma Hatunların eserleri günümüze kadar gelmese de adları hiç unutulabilir mi? Türk kadını savaşta ve barışta büyük bir görev şuuru içinde layık olduğu yeri korumuştur. Aksini düşünmek mümkün değildir. Bu sebeple şairin “Elbet sefil olursa kadın, alçalır beşer” sözü asla hafife alınmamalıdır. Yazarımız Nezahat Bekleyiciler, isabetli bir tercihle,yıllar süren ciddi bir çalışma ve araştırma sonucu bugüne kadar hiç el atılmamış bir sahaya eğilmiş ve böylece elinizdeki “Yolu Konya’dan Geçen Ulu Hatunlar” adlı bu eseri ortaya koymuştur. Sahasında bir ilk olan ve büyük bir boşluğu dolduracağına inandığım bu güzel eseri zevkle okuyacağınıza inanıyor, bu eseri kültür dünyamıza kazandıran yazar ve yayınevini kutluyorum.
Araştırmacı-Yazar Av. Mehmet Ali UZ