Dünkü İstanbul / Çok Dinli, Çok Dilli Mozaiğin Dağılışı
İstanbul tarihin her döneminde ayrıcalıklı yerini korumuş olan bir şehir. Biz bugününü yaşayanlar için ise sadece bir şehir değil, vazgeçilmez bir yaşam biçimi. Şehirlerin bu en alımlısını, en güzelini tarih boyunca böylesine benzersiz kılan, her zaman kendi yaşam biçimini sunması oldu; herkes, her dönem ona bir şeyler ekleyerek, aynı zamanda da onunla bütünleşip başkalaşarak İstanbul’u oluşturdu, İstanbul’la şekillendi.
Dünkü İstanbul, bize İstanbul’un gitgide elimizden kayıp giden, son izlerinin de silinmekte olduğu günlerini anlatıyor. Belki son kalan birkaç parçasını korur, yok olup gitmesine engel oluruz. Belki son bir ses hiç değilse, kulağımızda kalır ki, geleceğe bırakabilecek bir iz olsun.
“…Sonra ne mi oldu? Beyoğlu 6-7 Eylül’de sadece yağma ve talan değil, tanklarla da tanıştı. Tanklar sevdi Beyoğlu’nu herhalde ki 27 Mayıs 1960 öncesinde de sonrasında da tekrar geldiler. Ama artık ne İstanbul, ne de Beyoğlu eskisi gibiydi.”