İstanbul Yangın Kuleleri ve Çığırtkanları kitabını indir

İstanbul Yangın Kuleleri ve Çığırtkanları
Mimarlık, iç mimarlık, şehircilik, kentleşme, peyzaj tasarımı, arkeoloji, kültür, sanat vb. konu başlıklarında kitaplar yayımlayan YEM Yayın’ın, İstanbul Yangın Kuleleri ve Çığırtkanları adlı yeni kitabı çıktı.
Eski bir itfaiyeci, eski itfaiye müdürü, akademisyen Prof.Dr. Abdurrahman Kılıç; ilk itfaiye teşkilatının kurulmasından günümüze kadar başta yangın kuleleri olmak üzere “İstanbul ve Yangın” tarihini izliyor. Yanan ve her defasında yeniden ahşap yapılan yangın kulelerini anlatıyor. Yangınların sebepleri ve sonuçları üzerinde durarak patlıcan yangınlarını, kundaklama, yağmalama olaylarını açıklıyor. Köşklüler, didebanlar, bekçi babalar, baltacılar ve tulumbacılardan oluşan çok çeşitli görevlerdeki yangın çığırtkanlarını, konumlarından giysilerine kadar aktarıyor. Ağakapısı Yangın Köşkü, Galata Yangın Kulesi, Beyazıt Yangın Kulesi, İcadiye Yangın Kulesi ile Süleymaniye Camisi minarelerinden yangınların gözlenmesini anlatıyor.
İstanbul yüzyıllarca işgal edilir, yağmalanır, depremlerde yerlebir olur ama hiçbir şeyden çekmez yangından çektiği kadar. Görkemli saraylar, uzun çarşılar, ahşap konaklar, hanlar; içlerindeki oymalı mobilyalar, elyazması kitaplar, nadide eserler ve anılarla birlikte şehrin hafızası da büyük yangınlarla yitirilir. Poyrazlı ve lodoslu günlerde hızla yayılan, bazen bütün bir semti kaplayan İstanbul yangınları sadece yapıları küle çevirmek ve can almakla kalmaz aynı zamanda siyasal sonuçlar da doğurur. Yangın nedeniyle yeniçeri ağaları sürgüne gönderilir, sadrazamlar görevlerinden alınır, padişahlar indirilmek istenir…
Abdurrahman Kılıç; büyük bir yangında padişah ne yapardı, baltacıların görevi neydi, yeniçeriler ayaklanırken neden yangın çıkarırdı, kulelerden yangın nasıl duyurulurdu gibi merak edilen soruların cevaplarının yanı sıra ahşap mimarinin yangınla ilişkisini, itfaiyeciliğin mahalli ve gönüllülük esasını, zamanla devlet sistemi içerisine nasıl yerleştiğini kendi tecrübeleri ve araştırmaları ışığında, İstanbul Yangın Kuleleri ve Çığırtkanları’nda ayrıntılarıyla ortaya koyuyor.
 Abdurrahman Kılıç, böyle bir kitabı hazırlama gerekçesini, özetle şu şekilde açıklıyor:
“Yangın, İstanbul’un eski belalısı…  Asırlar boyunca İstanbul’un peşini bırakmamış. Şehrin üçte birini yok ettiği olmuş. Her defasında farklı bir nedenle başlamış, eski başkentin geçmişle bir bağını koparmış. Gün olmuş sadrazamları azletmiş, gün olmuş padişahları indirmek istemiş! Nice konak sahiplerini bir saatte yoksullaştırmış. Kanunlar çıkarılmış, cezalar getirilmiş, dualar edilmiş, muskalar yazılmış ama yangınların önüne geçilememiş, yangınlarla baş edilememiş. Depremlerde binalar yıkılmış, çok can kaybı olmuş ama tarihi belgeler kurtarılmış; yangınlarda ise hepsi kül olmuş, tarihin izleri kaybolmuş.
Bugünkü teknolojinin olmadığı zamanlarda duman ve alev, yüksekteki bir binanın damından veya yüksek bir ağacın tepesinden, daha sonra ise yangın kulelerinden gözlenmiştir. Günümüzde yangından erken haber alabilmek için otomatik algılama sistemleriyle, kızılötesi kameralarla ve hatta uydu aracılığıyla yangınlar izlenebilmekte, telli veya telsiz uyarı sistemleriyle ilgili kişi ve kuruluşlara anında haber verilmektedir.
Ülkemizde düzenli yangın gözetlemesine ilk önce Galata Kulesi’nde başlanmış, daha sonra Ağakapısı’nda yapılan ahşap yangın köşkünden de gözetleme yapılmış. Ağakapısı Yangın Köşkü birkaç kez kâh yanmış, kâh kasıtlı yakılmış ama yine de her defasında yeniden ahşap olarak inşa edilmiş. Yeniçeri Ocağı kapatıldıktan sonra Ağakapısı, Şeyhülislamlık’a verildiği için yeni kulenin Seraskerlik Binası’nın (şimdiki İstanbul Üniversitesi Merkez Binası) bahçesinde yapılması kararlaştırılmış. Seraskerlik Binası’nın bahçesinde yeniden ahşap olarak tamamlanırken eski yeniçeriler tarafından yakılması üzerine, yerine günümüzdeki Beyazıt Yangın Kulesi yapılmıştır. Kulenin yapımı ve onarımı sırasında yangınlar Süleymaniye Camisi minarelerinden gözlenmiştir. Boğaziçi’nde yerleşimin başlamasının ardından yangınların burada da artması üzerine Boğaz’daki yangınları gözetlemek amacıyla İcadiye Yangın Kulesi yapılmıştır. 
Yangın kuleleri ve yangınların duyurulmasıyla tarihçiler fazla ilgilenmemişler. Yapılan savaşlarla ve devlet adamlarıyla ilgili bilgilere oranla yangın tarihine çok az yer verilmiş.  Yangın kuleleriyle ilgili bilgileri daha çok seyahatnameler, arşiv kayıtları, kitabeler ve hatıralardan elde ediyoruz. Ancak, özellikle hatıralarda kulaktan dolma, çarpıtılmış, yanlı ve yanlış haberlerle, abartılmış olaylarla sık karşılaşıyoruz. Münferit olayların genelleştirildiğine rastlıyoruz. Günümüzde ise internetteki bilgi kirliliği yangın biliminin ve tarihinin öğrenilmesine zarar vermektedir.  Maalesef itfaiyenin kurulması, tulumbacılar ve kulelerle ilgili yanlış bilgiler fazlasıyla dolaşımda bulunmaktadır.
İstanbul’da yaşayanlar Beyazıt Kulesi’ni ve Galata Kulesi’ni görürler ama çoğu kişi bunların diğer binalardan daha ince ve yüksek, sadece birer kule olduğunu düşünür. Bu kulelerin yüzyıllarca itfaiye tarafından kullanıldığını bilenlerin sayısı fazla değildir. Ben de bilmiyordum. İtfaiye müdürlüğüm sırasında (1989-94) Beyazıt Kulesi’ne her çıkışımda, girişindeki kitabenin üzerindeki yazıya bakar, bir şey anlamazdım. Sonra öğrendim. Kitabeyi Latin harfleriyle yazdırdım. Kuledeki görevlilere astırdım ve kendilerinin de öğrenip, gelenlere anlatmalarını istedim. Kuleyle ilgili bilgileri, kartpostalları ve fotoğrafları toplamaya başladım. Kuleyi bir itfaiye müzesine dönüştürmek, üniversiteden ayırarak girişini Bakırcılar Çarşısı tarafından sağlamak için bir proje hazırlattım. Amacım, itfaiye için yapılan, itfaiye tarafından kullanılan kulenin müze olarak halka ve turizme açılmasıydı; böylece ziyaretçiler günümüzdeki itfaiyeyi ve geçmişini tanıyacak ayrıca İstanbul’un güzel manzarasını seyredebilecekti. Dönemin İstanbul Üniversitesi Rektörü Sayın Cem’i Demiroğlu’yla görüştüm, ilgili kurumlara yazdım ama kulenin Belediye’ye devredilmesini maalesef başaramadım, bürokrasiyi yenemedim. Yangın kuleleri hakkında yazmayı ilk defa o tarihlerde düşündüm.
Kuleler geçmişimizi geleceğimize bağlayan köprülerdir. Bu bağın kopmaması, güçlenmesi gerekir. Geçmişini bilmeyen geleceğini tasarlayamaz. İtfaiye tarihine zerre kadar da olsa katkıda bulunmak için cesaretimi toplayarak bu kitabı yazmaya başladım. Az hata olmasına çaba göstermeme rağmen elbette hatalar ve eksiklikler vardır. Okuyucularımızın eksikliklerin tamamlanmasına ve kitabın zenginleştirilmesine verecekleri desteğe şimdiden şükran duyacağımı belirtmek isterim…”
 
İÇİNDEKİLER
İstanbul ve Yangın
13        İstanbul ve Yangın
18        Eski İstanbul’da Yangın Sebepleri
22        Ahşap Evler
24        Kundaklama
27        Yağmalama
28        Patlıcan Yangınları
30        Padişah ve Yangın
34        Manevi Koruyucular
36        İlk Tulumba ve İlk İtfaiye
40        Mahalle Tulumbacılığı
45        Széchenyi Paşa ve Askeri İtfaiye
50        Cumhuriyet İtfaiyesi
52        Büyük Yangınlar
53        Tatavla Yangını (1929)
54        Adliye Sarayı Yangını (1933)
56        Zeynep Hanım Konağı Yangını (1942)
57        Cemile Sultan Sarayı Yangını (1948)
58        Kapalıçarşı Yangını (1954)
60        Atatürk Kültür Merkezi Yangını (1970)
61        Aksaray Yeraltı Geçidi Yangını (1975)
62        Adile Sultan Sarayı Yangını (1986)
64        Galata Köprüsü Yangını (1992)
64        Sait Halim Paşa Yalısı Yangını (1994)
66        Fehime Sultan Yalısı Yangını (2002)
66        Haydarpaşa Garı Yangını (2010)
67        Rauf Paşa Konağı Yangını (2012)
68        Galatasaray Üniversitesi Yangını (2013)
71        Köşklüler
71        Dideban Köşklüler
79        Çığırtkan Köşklüler
87        Bekçi Baba
 
Yangın Kuleleri
101      Ağakapısı Yangın Köşkü (Yeniçeri Kulesi)
107      Galata Yangın Kulesi
121      Beyazıt Yangın Kulesi (Serasker Kulesi)
121      Büyük Yangınlar ve Kulenin Yapılışı
124      Kulenin Özellikleri
126      Kulenin Bugünkü Şeklini Alması
130      Kuleden Yangının Bildirilmesi
131      Kulede İftar Yemekleri
132      Mıntıkacı Kule Gözcüleri
134      Kulenin Manzarası
135      Hava Durumu ve Köprülerin Açılması
136      Günümüzde Beyazıt Yangın Kulesi
139      İcadiye Yangın Kulesi
151      Süleymaniye Camisi Minareleri
159      Yangınların İlanı
160      Galata Kulesi’nden Yangınların İlanı
161      Ağakapısı Yangın Köşkü’nden Yangınların İlanı
162      Süleymaniye Camisi Minarelerinden Yangınların İlanı
162      Beyazıt Yangın Kulesi’nden Yangınların İlanı
164      İcadiye Yangın Kulesi’nden Yangınların İlanı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir