Kışladağ’dan Mektup Var… & Su Perisine Mektuplar
Ekolojiye saldırılar sürdükçe, saldırıya karşı direnişler de sürecek ve biz yazmaya, söylemeye ve yayınlamaya devam edeceğiz.
“İnsanın canı, acıdığı yerdedir” derler.
Türkiye’nin de canı acıyor. Ülkenin dört bir yanından feryatlar yükseliyor. Tıpkı bir canlı gibi ülkemizin canı, can damarlarından acıyor: Dağlarından, derelerinden, ormanlarından, ovalarından, tarihi ve kültürel varlıklarından, zeytinliklerinden ve tarım alanlarından acı feryatlar yükseliyor.
Şu anda verilmiş kırk binin üzerinde maden ruhsatı var. Dağlar çığlık çığlığa. Yaşam alanlarımızı tüketiyorlar.
Daha çok haysiyetli bilim insanına, daha çok hukuka-hukukçuya ve daha çok
kitlesel direnişe ihtiyaç var.
Uşak Eşme’de yıllardır Kışladağ altın madenine karşı güçlü bir direniş var.
Bu mücadelenin içinden Muammer Sakaryalı haykırıyor. Görmeyen gözler görsün, duymayan kulaklar duysun, bu siyanürle altın işleme madenci çılgınlığı bitsin istiyor.
Elimizde duyarlılığımız ve dayanışma ruhumuz var.
Duyarlılığımızı kaybedersek, bilinsin ki her şeyimizi kaybederiz.