Küreselleşme Çağında İslam
İslam, tüm zaman ve mekânlarda insanları birbirleriyle kardeş olmaya çağıran evrensel bir davet olmuştur. Dolayısıyla İslam için gerçek küreselleşme dini diyebiliriz. Ne var ki bu söz, birbiriyle taban tabana zıt olan şu iki grubun da hoşuna gitmeyecektir; biri küreselleşmeyi İslamlaştırmaya çalışmak olarak yorumlayacak, diğeri ise İslam’ı Batılılaştırma çağrısı olarak adlandıracaktır. Her iki grubun da yapay çatışmalar için sloganları hazırdır.
İyi niyetle ya da kötü niyetle olsun yanlış anlamayı önlemek için İslamî küreselleşme ile modern küreselleşmenin özündeki farklılıklara işaret etmek yeterli olacaktır. İslamî küreselleşme insanî değerleri ve ahlak ilkelerini yaymayı, bütün insanlığın insanlık onurunu korumayı; herkese eşitlik ve özgürlük hakkı tanımayı; canı, malı, aklı, inancı, şerefi himaye etmeyi, insanlar arasında adaleti ikame etmeyi, aile kurumunu düzeltmeyi, kadına saygı gösterilmesini ve ne şekilde gerçekleştiriliyor olursa olsun zulüm ve sömürüyü engellemeyi hedefler.
Yeni çıkan küreselleşme ise olumlu ve kabul edilebilir bazı unsurları da barındırmakla birlikte bir birey olarak insanın, değerler, ahlakî gereklilikler ve inançlar pahasına da olsa kendi kazancını artırmaktan başka amaç gütmeyen büyük uluslararası şirketler tarafından sömürülüp haksızlığa uğratılmasına olanak sağlayan unsurları da barındırır bünyesinde…