O Bir Devrimci 1972’den 82’ye
Laiklik, Atatürk ilkelerinin vazgeçilemez ilkesi olduğu halde Laiklik karşıtlığı en çok bu dönemde görüldü. 12 Eylül darbesinden sonra maalesef dini cemaatlerin siyasi iktidarı kontrol edecek ve yönlendirecek güce eriştikleri görülmeye başlandı.
Bugün için ülkemizin birinci sorunu olan ”Kürt sorunu”nun bu hale gelmesinin de tek nedeni 12 Eylül darbesidir. 12 Eylül döneminde henüz kurulma ve gelişme aşamasında olan PKK dönemin yetkilileri tarafından terörle, zorbalıkla, insanlık dışı muamelelerle yok edilmek istenip, yok edilemediği gibi kökleşmesi ve bir bölgede etkisini pekiştirmesine sebep olunmuştur. Kürt asıllı vatandaşlarımıza karşı yok etme ya da hor görme politikası güdülmeseydi sorun şimdiki gibi çıkmaz hale gelmeyecekti.
Deyim yerindeyse ülkemizin hemen hemen tüm önemli sorunlarının kaynağı ve bu hale gelmesinin nedeni 12 Eylül darbesidir denilebilir.
12 Eylül darbesinin yaptığı kötülükler ve topluma verdiği zararlar dile getirilince “12 Eylül öncesi daha mı iyiydi” sorusu gündeme getirilmektedir.
Elbette 12 Eylül darbesinin topluma ve ülkeye verdiği sayısız zararlar sayılırken 12 Eylül öncesi daha iyiydi denemez. 12 Eylül öncesi elbette kabul edilemezdi. Ancak 12 Eylül öncesinin zorunlu karşılığı 12 Eylül darbesi değildi.
12 Eylül öncesinin sürüp giden terör ve toplu kıyımları ile temel ihtiyaç maddelerinin yokluğu, kuyruklar ve hayat pahalılığından 12 Eylül darbe sonrası yapıldığı gibi yapılmadan da çözüm bulunabilirdi.