Sessizliğin Sesi III & Ankaralı Ermeniler Konuşuyor
: Hrant Dink Vakfı’nın 2011 yılından bu yana yürüttüğü sözlü tarih projesi kapsamında bu yıl Ankaralı Ermenilerle mülakatlar gerçekleştirildi. On Ankaralı Ermeni’nin mülakatına yer verilen kitap için Raymond Kevorkian giriş yazısı, Özgür Bal da son söz yazdılar.
« Birinci Dünya Savaşı’nın arifesinde Ankara sancağındaki 28.858 kişilik Ermeni nüfusun yarısı vilayetin yönetim merkezi olan Ankara’da ikamet etmekteydi. Ankara’daki cemaatin ayırt edici özelliği Katolik mezhebine mensup olanların oranıydı: 1914’deki sayıma göre şehirdeki 11.246 kişilik Ermeni nüfusun %70’ine tekabül ediyordu.(…)
Şehrin eğitim altyapısı da oldukça gelişmişti: Katoliklere ait altı kurum (1.200 öğrenci); Apostoliklere ait üç okul ve kolej (400 öğrenci), iki meslek okulu, iki çocuk yuvası; Protestanlara ait iki yapı. Toplamda bu okullara devam eden öğrenci sayısı 2000’in üzerindeydi. Buna karşılık nüfusun epeyce bir kısmı hâlâ Türkçe konuşuyordu; Ermeni dilinin yaygınlaşması yavaş ilerliyordu. (…)
Eylül 1915 başlarında kadın, çocuk, yaşlı, Ankaralı Apostolik ve Katolikler, polis tarafından mühürlenen evlerinden çıkarıldılar. Sayıları binleri bulan kitle şehrin dışındaki garda bir araya getirildi; burada en az 25 gün kaldılar, mallarını ellerinden çekip almaya ve genç kızlar arasında en çekici olanları ihtidaya ve bir Müslümanla evlenmeye ikna etmeye yetecek uzunlukta bir süreydi bu. Teklifi kabul edenlerin şehre dönmesine izin verildi, diğerleri nihayetinde Eskişehir ve Konya’ya yollanarak orada Suriye’ye giden tehcir hattına katıldılar. (…)
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında, iç vilayetlerden gelen (bazısı kimi vilayetlerdeki güvensiz koşullar sebebiyle yer değiştirmek durumunda kalmış) belli sayıda muhacir Ankara’ya yerleşti: Bazısı savaş sırasında Müslüman olmuş, bazısı da -özellikle genç kadınlar- müstakbel eşlerinin idareden aldığı izinle şehrin Türk sakinleriyle evlenmişlerdi. Ankara’ya yerleşebilmelerini sağlayacak idari belgeyi almayı başaranlar da vardı, yalnız bu, ancak ve ancak ihtida etmek şartıyla mümkündü.