Sonsuzluğun Tarihi
Sonsuzluğun Tarihi, edebiyatın, felsefenin ve çevirinin kadim sorunlarını Borges bilgeliğinin süzgecinden geçiren, çarpıcı bir anlatı.
Sonsuzluğun bir tarihi varsa bile o tarihi yazma çabasının beyhudeliğini en iyi Borges gösterebilir. Sonsuzluğun Tarihi’nde Borges, bu kez ironi yüklü diliyle düşünce dünyasının bildik doğrularını ters yüz ediyor. Nietzsche’ye atfedilen bengi dönüş teorisinin aslında ona ait olmayabileceğini, Binbir Gece Masalları’nı bugüne kadar hatalı bir çeviriden okumuş olduğumuzu öğreniyoruz. Edebiyatın tuzu biberi, kimi zaman yapıtaşı olan metaforun iki bin yıl önceki ilkel örneklerine kulak veriyoruz… Bu özgün metin bittiğinde, avuçlarımızın içinden kayan sonsuzluk, hem bugüne hem yıllar öncesine ait bir anın imgesiyle yer buluyor
zihnimizde: “Geriye okur için benim sonsuzluk teorimi sunmak kaldı. İçinde Tanrı olmayan, başka bir koruyucu ya da arketipler olmayan fakirleşmiş bir sonsuzluk bu.”
Borges, çağdaş eleştiri ve teorideki birçok yeni eğilime cevap veren, özellikle beşeri bilimlerde öznellik ve temsil sorununa açıklık getiren metinler yazdı.
BRUNO BOSTEELS